31 Aralık 2010 Cuma

Bir Yıl Böyle Geçti

Bir üçyüzaltmışbeş günü daha deviriyoruz. Son saatlerini geçirdiğimiz 2010 yılında blogta neler olup bitmiş şöyle bir değerlendireyim istedim.
9 Şubat 2010 tarihinde yayıma başladığım blogumda bununla birlikte 194 post, 347 resim ve 1 video paylaşmışım sizinle. Sizlerde 38 yorumunuzu yazmışsınız. 7915 kez görüntülenmiş blog şu ana kadar. En çok google üzerinden aranıp (1748), en çok fenerblog sitesi aracılığı ile (419) bloga ulaşılmış. En çok Türkiye'den girilmiş (6397), bunu Amerika (372) ve Almanya (323) izlemiş. En çok bu postlar okunmuş;
Önce Kim Gider? YARIŞMA 207
Spor Toto Süper Ligi 2010-2011 Formaları 205
Balık Hafızamızı Tazeleyelim 197
Madalyonun Öbür Yüzü 131
Süper Lig Formaları #13 106
Ramazan 2016 105
Buradan İzlemek 417,65 TL, Fenerbahçe Sevgisi Paha Biçilemez 100
Biri Caner'i Durdursun  94 defa
Blogta Süper Ligten 43,Tv Yayınlarından 30, Fenerbahçe'den 25, Formalardan 15, FairPlay Liginden 14, Galatasaray'dan 11 ve Beşiktaş'tan 10 defa bahsetmişiz.
En çok Mart ayında (39) yazıp, Haziran ve Temmuz aylarında kafa tatili yapmışız.
16 blogu blog listeme eklemiş, 31 kişi de blogumu takip etmeye başlamış.
Daha çok yazı ve resim, daha çok mutluluk, daha çok başarıyı burada sizlerle paylaşabileceğim bir yıl olmasını diliyorum. Yazdıklarımı lütfedip okuyan, üşenmeyip yorum yazan, bununla yetinmeyip bloguna beni ekleyen tüm dostlar 2010'dan daha güzel bir yıl diliyorum. Sağlıcakla kalın...

30 Aralık 2010 Perşembe

Çin Malı Klasik

Az sonra yazacaklarımın bir benzerini 16 Kasım 2009 tarihinde eski blogumda da yazmıştım. Dileyen buradan bakabilir. Basketbolda Fenerbahçe Ülker'i arada sırada yendikleri (evet yanlış okumadınız arada sırada yendikleri) her maçtan sonra "Potada Bir Aslan Klasiği" başlığını atmayı bir halt zannediyor Galatasaray Kulübü.
Geçen sezonun 5. haftasında 74-72 yendikleri maçtan sonra da aynı başlığı atmışlar, Cemal Nalga skandalından sonra maç federasyon tarafından 20-0 Fenerbahçe Ülker lehine tescil edilmişti.
Klasik kelimesinin anlamını on senedir Kadıköy'de öğretme çabalarımız demek ki boşunaymış. Klasik, rakibini 10 sene üst üste kendi evinde yenip, onbirinci sene berabere kaldığında rakibin üçlü çekerek sevinmesidir sevgili Galatasaraylılar. Yoksa son 5 sezonda oynadığın onbir maçın sadece üçünü kazanmış olman sana bu başlığı attırıyorsa bunun altında arayacağım tek şey "eziklik"ten başka birşey değildir.
Kimse yazdıklarımı yanlış anlamasın. Dünkü alınan galibiyeti Galatasaray sonuna kadar hak etti. Tebrikte ediyorum. Ama şu gevşekliği de yapmayın Allah aşkına. Kimi kandırıyorsunuz? Amatör şubelerdeki rekabette açık ara önde olan Fenerbahçe'yi, resmi sitenden böyle manşetlerle mi alt etmeye çalışıyorsunuz?
Son beş sezona ait (Federasyonunun resmi sitesinde son beş yılın verileri olduğu için) iki takım arasında oynanmış maçların skorları aşağıda. Bu beş yılda Fenerbahçe adına kazanılmış üç şampiyonluk, bir Cumhurbaşkanlığı kupası ve bir Türkiye kupası var. Klasikçiler sizde ne var?
2010-2011 Sezonu
Galatasaray CC-Fenerbahçe Ülker : 67-56
2009-2010 Sezonu
Galatasaray CC-Fenerbahçe Ülker :   0-20
Fenerbahçe Ülker-Galatasaray CC : 81-77
2008-2009 Sezonu
Galatasaray CC-Fenerbahçe Ülker : 78-62
Fenerbahçe Ülker-Galatasaray CC : 89-62
2007-2008 Sezonu
Galatasaray CC-Fenerbahçe Ülker : 88-77
Fenerbahçe Ülker-Galatasaray CC : 76-72
2006-2007 Sezonu
Fenerbahçe Ülker-Galatasaray CC : 75-64
Galatasaray CC-Fenerbahçe Ülker : 57-91
Fenerbahçe Ülker-Galatsaray CC : 76-70 (Play-Off)
Galatasaray CC-Fenerbaçe Ülker : 64-69 (Play-Off)

* Galatasaray'ın kazandığı maçlar koyu renkle gösterilmiştir.

25 Aralık 2010 Cumartesi

Fenerbahçe Altyapısı

A - 2 TAKIMI
Teknik Sorumlu : Hakan TECİMER
Antrenör : Zeki Murat GÖLE


18 YAŞ ALTI GENÇ TAKIM
Teknik Sorumlu : Bilal ŞAR
Antrenör : Tolga ŞANBAY

17 YAŞ ALTI GENÇ TAKIM
Teknik Sorumlu : Engin KABAŞ
Antrenör : Tolga ŞANBAY

16 YAŞ ALTI GENÇ TAKIM
Teknik Sorumlu : Semih ÖZÜ
Antrenör : Erhan ŞAHİN

15 YAŞ ALTI GENÇ TAKIM
Teknik Sorumlu : Tamer SİVRİKAYA

14 YAŞ ALTI GENÇ TAKIM
Teknik Sorumlu : Barbaros TANKAYA
Antrenör : Zeki GÜRBULAK

24 Aralık 2010 Cuma

Sayılarla İlk Yarı Değerlendirmesi

2010-11 sezonunun ilk yarısı sona erdi. Trabzonspor ilk yarıyı 42 puanla lider tamamladı. 13 galibiyet alan Trabzonspor, 7 galibiyetle kendi evinde en çok galip gelen takım ünvanını Fenerbahçe ile, deplasmanda en çok galip gelen takım ünvanını da 6 galibiyetle Bursaspor ile paylaştı. 17 maçlık süreçte Fenerbahçe deplasmanda 3 maç kazanabilirken, Galatasaray da kendi evinde sadece 3 maçta galip gelebildi.
Toplam 394 golün atıldığı ligin ilk yarısında Fenerbahçe ve Trabzonspor 40'ar golle ligin en golcü iki takımı oldu. Bucaspor ise 17 maçta sadece 9 kez fileleri havalandırabildi.
Atılan 394 golün
* 292'si ayakla,
* 68'i kafayla,
* 11'i kendi kalesine ve
* 23 tanesi penaltıdan atıldı.
31 golle Fenerbahçe ayakla en çok gol atan takım olurken,
Trabzonspor 8 kafa golü atarak en çok kafa golü atan takım oldu.
Penaltıdan en çok gol bulan takım ise 4 golle Beşiktaş oldu.
En çok gol atılan dakika 17 golün atıldığı 87. dakika oldu. Bunu 14 golle 44. dakika, 10 golle 26. dakika izledi.
En çok golün atıldığı hafta 40 golün atıldığı 8. hafta oldu.
Ligin 12. haftasında ise sadece 15 gol atıldı.
Ligin ilk yarısında hakemler toplam 681 sarı kart ve 33 kırmızı kart gösterdiler.
En çok sarı kart gösterilen hafta 48 sarı kartın gösterildiği 4. hafta olurken,
ligin 15. haftasında çıkan sarı kart sayısı 28 de kaldı.
Ligin en kırmızı haftası 7 kırmızı kartın çıktığı 8. hafta olurken,
2,12 ve 13. haftalarda hakemler kırmızı kartlarına başvurmadı.
En çok sarı kart gören takım 48 sarı kartla Medikal Park Antalyaspor olurken,
Gaziantepspor 4 kırmızı kartla en çok kırmızı kart gören takım oldu.

23 Aralık 2010 Perşembe

Büyüklerin En Küçüğü

Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol takımının Dünya Kulüpler Şampiyonu olmasına ezeli rakip Beşiktaş'ın resmi internet sitesinden kutlama geldi. "Uluslararası arenadaki en önemli başarılardan birini yaşatan Fenerbahçe Acıbadem'i ve bu başarıda emeği bulunan herkesi tebrik ederiz." deme büyüklüğünü göstermiş Beşiktaş Kulübü.

Bir başka ezeli rakip Galatasaray ise Trabzonspor Kulübü Başkanlığı'na yeniden seçilen Sadri Şener'i kutlamayı ihmal etmemiş ama Dünya Şampiyon'u olan ezeli rakibi Fenerbahçe'ye bir şey söylemeye dili varmamış anlaşılan. Üç büyükler arasındaki farkı tesbit etmeye çalışan bazı densizlere yol gösterir umarım bu post.

Armanın Gururusunuz

Önce Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde final oynadılar şimdi ise Dünya Kulüpler Şampiyonu oldular. Hem de tüm rakiplerini 3-0 yenerek. Bunun çeyreğini futbolda başardığımızda aylarca konuşmuştuk. Umarım aynı ilgiyi ve takdiri "Sarı Melekler" e de gösteririz. Çok yazıldı çizildi amatör branşlardaki başarılarımız. Görülen o ki doğru işler yapıldığında hedefin en büyüğüne ulaşılıyor. Darısı tabiki de futbol takımımızın ve diğer takımlarımızın başına. Yıllar sonra arşive bakıpta gururlanacağım bir post olacağı için futbol blogumda bu başarıyı atlayamazdım. Binlerce teşekkürler kızlar...

Duracaksan Böyle Dur

"Çok gençtim. Her kulüp peşimdeydi. Ciddi ciddi Beşiktaş'a gidiyordum. Korktum. Heybetinden çekindim. Baba Hakkı'nın olduğu yerde belki elim ayağım birbirine dolanır dedim ve Beşiktaşlı olmaktan vazgeçtim."
"O gün gelmedin ya dert değil, bu gün ta cevahirimizin ortasındasın. Saygına hürmetimiz var! Geçmiş olsun." ÇARŞI

Metin-Ali-Feyyaz'larla, Süleyman Seba'larla imrendiğim Beşiktaş, yıllar sonra gerçek "Beşiktaşlı Duruşu" nu gösterdi. Beşiktaşlılığa yakışmayan şeyler yaptıkça "Beşiktaşlı Duruşu" nu ağızlarına sakız edenlere ders niteliğinde bir geçmiş olsun mesajı yayımlandı Çarşı grubunun internet sitesinde. Ne yazsak eksik kalacak. Emeği geçenlere, böyle düşünebilenlere sonsuz teşekkürler. Nur içinde yat Baba Hakkı, çabuk iyileş Ordinaryus...

Spor Toto Süper Ligi 17.Hafta (Devre Arası)

Sezonu yarıladık. İlk devrenin uzun bir analizini başka bir postta yapmak istiyorum. Şimdilik sadece puan durumundaki yerimize bakıp kaybedilen 18 puanın, yenilen 21 golün muhasebesini yapalım kafamızda...

3 Aralık 2010 Cuma

Bizi Eleyenler Avrupa'da Ne Yapıyor?

Dün gece oynanan maçlarla UEFA Avrupa Ligi'nde gruplarda son viraja girildi. Sezon başında dört takımla başladığımız UEFA maceramız daha play-off maçlarında üç takımımızın elenmesiyle kabusa dönmüştü. Tek temsilcimiz Beşiktaş, dün gece CSKA Sofya'yı Sofya'da 2-1 yenerek bir maç kala gruptan çıkmayı garantiledi. Oynanan maçların özet görüntülerini izlerken canımızı yakan takımların durumlarını merak edip küçük bir araştırma yaptım. Takımlarımızı eleyenler gruplarda ne yaptı şöyle bir bakalım;
Liverpool: Kurada Trabzonspor ile eşleştiğinde isminden dolayı herkes hayal kırıklığına uğramıştı. İngiltere'deki ilk maçı 1-0 kaybedip Liverpool'un futbolunu da görünce tur için umutlanmıştık. Avni Aker'de maçın son dakikalarına 1-0 önce girmemize rağmen son dakikalarda yediğimiz iki golle maçı da turu da kaybetmiştik. Liverpool'da değişen bir şey yok. Ligteki kötü gidişi UEFA ligindede devam ediyor. K grubundan lider olarak çıkmayı garantilemiş olsada bu zayıf grupta 5 maçtan sadece 2 galibiyet çıkarmış olmaları ilerleyen turlarda işlerinin zor olduğunun göstergesi.
Young Boys: Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi hayalini sona erdiren "Genç Oğlanlar" bir sonraki ön elemede Tottenham'ı ilk maçta 3-2 yenmelerine rağmen İngiltere'de 4-0 yenilince UEFA Avrupa Ligi'nin yolunu tuttular. H grubunda son maçlar öncesi Stuttgart ile gruptan çıkmayı garantilediler. Kendi evlerinde hiç bir maçı kaybetmeyen Young Boys Stuttgart'ı da 4-2 yenmeyi başardılar.
PAOK: Fenerbahçe'ye Avrupa defterini kapattıran Yunan takımı D grubunda son maçlar öncesi ikinci sırada. Son maçını üçüncü sıradaki D.Zagreb ile deplasmanda yapacak olan PAOK' a gruptan çıkmak için beraberlik yetiyor. Gruptaki tek mağlubiyetini deplasmanda Villareal'e 1-0 yenilerek alan PAOK, kendi evinde aynı skorla rakibini yenmeyi başardı.
Karpaty Lviv: Play -off maçında Galatasaray ile eşleştiğinde herkes Ukrayna ekibini çantada keklik görüyordu. Haksızda değillerdi. Ülkesinde sadece 5 sezondur Premier Ligte mücadele eden bu mütevazi takımın Avrupa'da esamesi okunmuyordu. Ali Sami Yen'deki ilk maçta 2-0 geriye düştüğü maçı 86. dakikada 2-2' ye getiren Galatasaray için herkes "kötü oynuyor ama en azından tecrübesiyle bu turu geçecektir" yorumları yapıyordu. Ukrayna'da atılacak bir gol turu getirecekti ve bunun için Galatasaray izleyenleri tam 90 dakika bekletecekti. 90. dakikada Aydın'ın golü Galatasaray'a Avrupa Ligi kapılarını ardına kadar açıyordu. Ancak 92. dakikada 10 kişi oynayan rakibinden yediği gol ekran başındaki herkesi şok ediyor, Galatasaray için de Avrupa macerası başlamadan bitiyordu. Galatasaray'ı eledikten sonra J grubunda mücadele eden Karpaty Lviv zor bir gruba düşmüştü. Grupta 5 maç sonunda galibiyet ve beraberlik alamayan Lviv, sadece 3 gol atabildi. Bu 3 golüde B.Dortmund'a 4-3 yenildikleri maçta buldular. Puansız olarak grubun sonunda bulunuyorlar.

Futbol Ekranı

3 Aralık Cuma
20.00 Trabzonspor – Bucaspor LİG TV
21.30 St. Pauli – Kaiserslautern TRT 3
21.45 Lazio – Inter SPORMAX
4 Aralık Cumartesi
14.00 Altay – Boluspor TRT 1
14.00 Manisaspor – G.Antepspor DIGI
16.30 E. Frankfurt – Mainz TRT 3
17.00 A.Gücü – Sivasspor DIGI
17.00 Arsenal – Fulham SPORMAX
19.00 Kasımpaşa – Galatasaray LİG TV
19.00 Levante – A. Madrid NTVSPOR
19.30 Blackpool – Man. United SPORMAX
19.30 Schalke 04 – B.Münih TRT 3
21.00 Osasuna – Barcelona NTVSPOR
21.45 Milan – Brescia TV 8 - SPORMAX
22.00 Montpellier – Lyon KANAL A
23.00 Real Madrid – Valencia NTVSPOR
5 Aralık Pazar
14.00 Beşiktaş – Bursaspor LİG TV
15.30 West Bromwich – Newcastle United SPORMAX
16.00 Fiorentina – Cagliari TV 8
16.00 Konyaspor – Gençlerbirliği DIGI
16.30 Leverkusen – Koln TRT 3
18.00 Sunderland – West Ham SPORMAX
18.00 Nice – Marsilya KANAL A
18.30 Nurnberg – B. Dortmund TRT 3
19.00 Antalyaspor – İstanbul BŞB DIGI
19.00 Fenerbahçe – K.Karabük LİG TV
19.00 Çaykur Rize – Adanaspor TRT 1
20.00 Villarreal – Sevilla NTVSPOR
21.45 Catania – Juventus TV 8 - SPORMAX
22.00 St. Etienne – Bordeaux KANAL A
6 Aralık Pazartesi
20.00 Kayserispor – Eskişehirspor LİG TV
22.00 Liverpool – Aston Villa SPORMAX
22.00 D. La Coruna – Hercules NTVSPOR

1 Aralık 2010 Çarşamba

Taraftar mı? Muhasebeci mi?

Son dönemde Türkiye'deki taraftar sahadaki oyundan keyif almak yerine kulübünün muhasebe defterini tutmaya başladı. Ezeli rakipleri futbol, sportif başarılar kadar artık kulübün bütçesi, borcu, transfere harcadığı paralarla da kızdırır olduk. Durum böyle olunca da Elano'nun Santos kulübüne transferini açıklayan Galatasaray Kulübü, işin muhasebe kısmını da taraftara açıklamış. Tabi kendilerince. Bu oyuncuya transfer edilirken ödenen bonservis bedeli, oyna(ma)dığı süre boyunca ödenen maaşlar, geçen yıl Elona'ya teklif edilen 8 milyon € bonservis, şampiyonlar ligi zararı vs hesaba dahil edilmemiş. Herşey bir tarafa sahada güzel futbol izlemek adına tribünlere gelen taraftar için her geçen gün seçenekler azalıyor Galatasaray'da. Misimoviç'in kadro dışı bırakılması, Elano'nun satılması, devre arasında Kewell'ın gönderilecek söylentisi sadece futboldan keyif almaya çalışanların işini güçleştirecek görünüyor. Sarp, Sabri, Servet, Ayhan ile ikinci devre Telekom Arena'yı doldururum hesabı yapıyorsa birileri, olan o kulübün muhasebe müdürüne olur yine. Yoksa Adnan'ların gidişini görmek için daha çekilecek çile var gibi görünüyor...

Fenerbahçe Koleji

Futbolda klasikleşen bir tabirdir "takımda kolej havasını yakalamak". Bu sezonki Fenerbahçe için bu hava ne kadar yakalandı üzerine tartışılır. Ama yukarıdaki fotoğraf beni lise yıllarıma götürdü. Lisenin ana binasının merdivenlerinde çektirdiğimiz toplu fotoğraflar geldi aklıma. Çalışkan öğrencilerin ön sıralarda, haylaz ve tembel öğrencilerin arka sıralarda durduğu, bazılarının suratının önündeki "kayakafa" yüzünden görünmediği, yıllar sonra baktığında yüzlerce hatırayı anımsatan o fotoğraflara.
Yukarıdaki fotoğrafta herkes efendi gibi poz verirken Uğur okul müdürü rahatlığında eller cepte poz vermiş. Bilica'nın aklı fotoğraf çekilirken bile başka yerde. Stoch'un ceketi 3 sene giysin diye büyük alınmış gibi. Kazım neredeyse takımdan ayrı poz verecek. Okan okula erken yazdırılmış öğrenci tadında.
Neyse lafı çok uzatmayalım, yüzlerdeki bu gülümsemenin sezon sonunda da olmasını dileyerek vedalaşalım. Görüşmek üzere...

30 Kasım 2010 Salı

Balık Hafızamızı Tazeleyelim

Efendim mevzuyu çok dallandırıp budaklandırmayacağım. Cumartesi günü oynanan ve üç yıl sonra Olimpiyat stadında kazandığımız İstanbul BB maçından geriye malesef bazıları için Alex'in faul pozisyonu ve verilmeyen kırmızı kartı dışında birşey kalmamış. Neymiş efendim "Alex atılsa golü atanda olmayacaktı. 10 kişi kalan Fenerbahçe illa İstanbul'a yenilirdi." Halamın bıyıklarından bahsetmeden asıl söylemek istediğime geleyim. Yukarıdaki fotoğraf Kadıköy'deki son derbiden. Dakika 70. Durum 0-0. Sabri'nin üçlü çektirmesine 20 dakika var. Hareketi yapan sarı kırmızılı oyuncunun pozisyon öncesinde bir de sarı kartı var. Sonuç bu harekete sarı kart bile çıkmıyor. Faulü yapan arkadaş bu hafta Nobre'nin sarı kartına itiraz ederek bazılarının "Yılın En Centilmen Oyuncusu" ilan etmeye çalıştığı Neill. Müsadenizle...

Spor Toto Süper Ligi 14.Hafta

Pazar gecesi Facebook'ta "Bucaspor haftayı 3 puanla kapatarak Galatasaray'la arasındaki puan farkını 6'ya indirdi." diye yazdım. O an şaka yapıyordum ama bugün sakin kafayla düşününce bu sezon sonuna kadar Galatasaray için küme düşme lakırdılarını bir süre daha edebileceğimiz kanısındayım. İlk yarının son maçlarını Kasımpaşa, Gençlerbirliği ve Konyaspor gibi düşmeme mücadelesi veren takımlarla oynayacak olan Galatasaray'ın puan kaybetmeyeceğini kim söyleyebilir.
Pazar akşamı oynanan derbi sonrasında ligin üst kısmı bana göre şekillenmiştir. Lig sonuna kadar ilk beşteki takımların mücadelesini izleriz. Yarıştan ilk kopanlar tecrübe eksikliğiyle Kayserispor ve sakatlık sorununu aşamazsa Beşiktaş olur.
Düşme hattının son 10 yılın en çekişmeli halini alacağını da düşünüyorum bu sene. Kasımpaşa yine öne geçtiği bir maçı kazanamadı. Bucaspor haftalar sonra kazandı. Ligin son 5 sırasındaki takımlar dışında kalanlar arasında bir tek Karabük için düşer diyebilirdik sezon öncesi ne varki oynadıkları futbolun karşılığı 7. sıradalar şuan.
Rakiplerinin birbiriyle oynaması Fenerbahçe'nin aradaki puan farkını kapatmasını sağladı. Haftaya Beşiktaş-Bursaspor, bir hafta sonra Gaziantep-Kayseri maçları ilk yarı sonunda Fenerbahçe'nin yerini de belli etmiş olacak. Haftayı 1 golle kapatmış olsada 103 gollü sezondan daha iyi bir istatistiğe sahip Fenerbahçe. Bu hafta gol yememiş olması defans zaafiyetini çözdüğü manasına gelmiyor. En büyük avantajı takımdaki sakatların büyük ölçüde iyileşmiş olması. Son bir tahminde daha bulunup bu haftanın değerlendirmesini bitirmek istiyorum. Fenerbahçe ilk yarıyı Trabzon'un arkasında averajla Bursaspor'un önünde 2. bitirir diyorum.

26 Kasım 2010 Cuma

Futbol Ekranı

26 Kasım Cuma
20:00 Eskişehirspor-Manisaspor / Lig TV
27 Kasım Cumartesi
14:00 Mersin İY-Giresunspor / TRT 1
14:30 Konyaspor-Kasımpaşa / Digi
14:45 Aston Villa-Arsenal / PL TV
16:00 Gaziantepspor-Trabzonspor / Lig TV
16:30 Bayern Münih-E.Frankfurt / TRT 3
17:00 Stoke City-Man City/ Man United-Blackburn / PL TV
17:00 G.Birliği-Sivasspor / Digi
19:00 Zaragoza-Villareal / NTV Spor
19:00 Sampdoria-Milan / Spormax
19:00 İstanbul BŞB-Fenerbahçe / Lig TV
19:30 B.Dortmund-M.Gladbach / TRT 3
21:45 Juventus-Fiorentina / Spormax
28 Kasım Pazar
13:30 Inter-Parma / Spormax
13:30 Karabükspor-A.Gücü / Digi
14:00 Diyarbakırspor-K.Erciyesspor / TRT 1
15:30 Newcastle-Chelsea / PL TV
16:00 Lazio-Catania / TV8
16:30 Werder Bremen-St Pauli / TRT 3
17:00 Bucaspor-Antalyaspor / Digi
18:00 Tottenham-Liverpool / PL TV
18:00 Köln-Wolfsburg / TRT 3
19:00 Galatasaray-Beşiktaş / Lig TV
19:30 Samsunspor-Orduspor / TRT 1
21:45 Palermo-Roma / Spormax
22:00 O.Lyon-PSG / Kanal A
22:00 Valencia-Almeria / NTV Spor
29 Kasım Pazartesi
20:00 Bursaspor-Kayserispor / Lig TV
22:00 Barcelona-Real Madrid / NTV Spor

Maçlarda pazartesi hani :)

23 Kasım 2010 Salı

Bir Yaşıma Daha Girdim

Dünyaca ünlü basketbolcu Allen Iverson'nın 2 (iki) sayı atarak geçirdiği haftayı, Alex 3(üç) gol atarak geçirdi.

Alex'e Ne Yakışmaz?

Büyük Kaptanım,
Senin için söylenecek o kadar güzel söz varken ne yazsam az kalacak diye klavyem tutukluk yapıyor. Herkesin dediği gibi en çok sana yakışırdı 3000. gol, yakıştı da. Hızını alamayıp 3001 ve 3002. golleri atmansa kadayıfın üzerindeki kaymak gibiydi.
Ama zoruma gidiyor. Böyle keyifli bir günde bile birileri senin sahadan çıkarken ki tavrına, soyunma odasına gitmene takıyor kafayı. Benimde onlara kafayı takasım(!) geliyor ama adamda kafa kalmaz bu kafasızlar yüzünden. Değil 103 gol, 1003 gol atsan, bir o kadar asist yapsan, adam gibi adam da olsan birileri hep öküz altında buzağı arayacaklar. O öküzün altında kalırlar inşallah.
Senin geldiğin günden beri kendini ispatlamakla ilgili en ufak bir kaygın olmadı. Futbolu hem hırsla hem keyifle nasıl oynanacağını anlatmaya çalışıyorsun ama anlayabilene. Senden sonra gelen herkesle kıyaslandın. Sen burdasın onlar çoktan silinip gittiler. Senden öncekilerle kıyaslamaya değer bulmadılar ama onlar bile attığın golleri ezberlediler.
Bir gün bu topraklardan ayrılırken şimdi sallayanlar o zaman nağmeler düzecekler. İstatistiklerin o zaman akıllarına gelecek. Kör ölecek badem gözlü olacak onlar için. Oysa sen benim ceylan gözlümsün geldiğin günden beri.
Bir sevgiliye yazılan mektup bu. Seviyorum seni. Sezon sonu gidecek olursan gelecek şampiyonluğa bile sevinmeyeceğim. Her şey yalan gerçek Fenerbahçe bizim için ama  seninle bu takım daha güzel.
Umrumda değil oynadığımız sisteme uyup uymaman. Umrumda değil sözde büyük maçlarda olmaman. Umrumda değil koşmuyor olman. Bu çubuklu formayı üzerinde görmek bile yetiyor bana. Lefter'in elini öptüğün gibi gün gelecek herkes elini öpecek seninde...

Spor Toto Süper Ligi 13.Hafta

19 Kasım 2010 Cuma

Futbol Ekranı

20 Kasım Cumartesi
14:00 Altay-Mersin İdman Yurdu / TRT 1
14:30 Kasımpaşa-Gençlerbirliği / Digi
14:45 Arsenal-Tottenham / PL TV
16:00 Manisaspor-Bursaspor / Lig TV
16:30 Schalke 04-W.Bremen / TRT 3
17:00 Birmingham-Chelsea & M.United-Wigan / PL TV
17:00 Sivasspor-K.Karabükspor / Digi
19:00 Beşiktaş-Konyaspor / Lig TV
19:30 Liverpool-West Ham / PL TV
19:30 Leverkusen-Bayern / TRT 3
21:00 Almeria-Barcelona / NTV Spor
21:45 Milan-Fiorentina / TV8 & Spormax
21:45 Ajax-PSV / Beyaz TV
23:00 Real Madrid-A.Bilbao / NTV Spor
21 Kasım Pazar
13:30 Orduspor-Tavşanlı Linyit / TRT 3
13:30 Genoa-Juventus / TV8
14:00 Denizlispor-Diyarbakırspor / TRT 1
14:30 Antalyaspor-Gaziantepspor / Digi
15:30 Blackburn-Aston Villa / PL TV
16:00 Chievo-Inter / TV8
16:00 Trabzonspor-Eskişehirspor / Lig TV
16:30 Stuttgart-Köln / TRT 3
17:00 Ankaragücü-İBB / Digi
18:00 Fulham-M.City / PL TV
18:00 Lille-Monaco / Kanal A
18:30 St Pauli-Wolfsburg / TRT 3
19:00 Kayserispor-Galatasaray / Lig TV
19:30 Ç.Rizespor-Boluspor / TRT 1
21:45 Napoli-Bologna / Spormax
22:00 Lens-Lyon / Kanal A
22:00 Real Sociedad-A.Madrid / NTV Spor
22 Kasım Pazartesi
20:00 Fenerbahçe-Bucaspor / Lig TV
22:00 Sunderland-Everton / PL TV

15 Kasım 2010 Pazartesi

Spor Toto Süper Ligi 12.Hafta

Bursaspor'un ilk mağlubiyetini, Kasımpaşa'nın ise ilk galibiyetini aldığı 12. haftayı Trabzonspor'un liderliğinde geride bıraktık. Bayram Trabzonspor, Kayserispor, Büyükşehir Belediye ve Beşiktaş için keyifli başlarken Bursaspor, Fenerbahçe ve Galatasaray için zehir oldu. Galatasaray'a bakıp halimize şükredebiliriz ama İBB'nin ligteki konumu ve oynadığı futbol buna izin vermiyor. Kasımpaşa geçen hafta yazdıklarımı haklı çıkaran bir galibiyet aldı rakibi Sivasspor önünde. İyi futbol oynuyorlardı ama futbol şansına ihtiyaçları vardı. Bir takımın hoca değiştirmeden de birşeyleri değiştirebileceğinin kanıtı oldular. Sivas, Buca ve Konya için tehlike çanları her geçen hafta daha kuvvetli çalıyor. Fenerbahçe adına şampiyonluktan daha emin konuşabilmemiz için ilk yarıda kalan 5 maçın kazanılması ve devre arasında orta saha için takviye yapılması şart görünüyor. Ligin en çok gol atan takımı olmaları ligin sondan üçüncüsü Bucaspor'dan daha çok gol yenildiği için bir anlam ifade etmiyor.

Bayramınız Mübarek Olsun

Antep baklavası yiyemeden giriyoruz bayrama. Ama bu ilk de değil. Bayram arifesinde oynadığımız maçları kaybetme geleneğini sürdürdü Fenerbahçe. Yine de Tüm Fenerbahçelilere, futbol severlere ve blogu takip eden dostlara iyi bayramlar diliyorum. Görüşmek dileğiyle...

12 Kasım 2010 Cuma

Futbol Ekranı

12 Kasım Cuma
20:00 Konyaspor-Kayserispor / Lig TV
21:30 Dortmund-Hamburg / TRT 3
13 Kasım Cumartesi
14:00 Adanaspor-Orduspor / TRT 1
14:30 Bucaspor-Ankaragücü / Digi
14:45 Aston Villa-Manchester United / PL TV
16:00 Bursaspor-Trabzonspor / Lig TV
16:30 Wolfsburg-Schalke 04 / TRT HD
17:00 Tottenham-Blackburn / PL TV
19:00 Eskişehirspor-Antalyaspor / Digi
19:00 Gaziantepspor-Fenerbahçe / Lig TV
19:00 A.Bilbao-Almeria / NTV Spor
19:30 Mainz-Hannover / TRT 3
19:30 Stoke City-Liverpool / PL TV
19:45 PSV-Excelsior / Beyaz TV
21:45 Juventus-Roma / TV8
22:00 Caen-Lille / Kanal A
23:00 Barcelona-Villareal / NTV Spor
23:30 Corinthians-Cruzeiro / Spormax
14 Kasım Pazar
13:30 Lazio-Napoli / TV8
14:00 Boluspor-Gaziantep BB / TRT 1
14:30 Kasımpaşa-Sivasspor / Digi
15:30 AZ Alkmaar-Ajax / Beyaz TV
16:00 Palermo-Catania / TV8
16:00 Genclerbirliği-Beşiktaş / Lig TV
16:00 Everton-Arsenal / Spormax
16:30 Hoffenheim-Freiburg / TRT HD
17:00 İBB-Karabükspor / Digi
18:00 Lorient-PSG / Kanal A
18:10 Chelsea-Sunderland / PL TV
18:30 Bayern Munih-Nurnberg / TRT 3
19:00 Samsunspor-Denizlispor / TRT 1
19:00 Galatasaray-Manisaspor / Lig TV
20:00 Sporting Gijon-Real Madrid / NTV Spor
21:45 Inter-Milan / TV8
22:00 Lyon-Nice / Kanal A
22:00 Valencia-Getafe / NTV Spor

9 Kasım 2010 Salı

Spor Toto Süper Ligi 11.Hafta

Bu haftayla birlikte sezonun üçte biri geride kalmış oldu. Ligin yeni lideri artık Trabzonspor. Kendi evinde Galatasaray'ı Umut'un iki golüyle geçen bordo mavililer, Bursaspor'un Antalyaspor karşısında iki puan bırakmasıyla liderliğe yükselmiş oldu. Haftanın Trabzonspor'dan sonra en karlı takımı hiç şüphesiz Eskişehirspor'u 4-2 yenen Fenerbahçe. Tabiki Lugano'nun atılmasını ve Emre'nin bir ay sahalardan uzak kalacağını hesaba katmadan söylüyorum bunları. Bu hafta zirve yolunda yara alan diğer ekipler ise Kayserispor ve Beşiktaş. Kayserispor, Gençlerbirliği önünde beraberliğe razı olurken, Beşiktaş tutuk bir oyun sergilediği maçta ayağına kadar gelen galibiyet fırsatını teperek ligin galibiyetsiz ekibi Kasımpaşa ile berabere kaldı. Tribünlerde Allen Ivirson, sahada Quaresma, penaltıyı kaçıran Guti, golü atan Ersen Martin. İşte size bir Türkiye manzarası...
Belediye fırtınası devam ediyor. Aynı şekilde Karabük de sezon başından beri istikrarını sürdürüyor. Ligin altında ise 12. sıra ve sonrası kümede kalma mücadelesi verecek gibi görünüyor. Manisaspor'da Hikmet Karaman rüzgarı etkisini kaybetmiş gibi. Bu hafta Galatasaray'a konuk oluyorlar. Teknik adamlar açısından ilginç bir maç bekliyor bizleri. Bucaspor ve Sivasspor'un durumları ligin dibindeki Kasımpaşa'dan bile kötü bana göre. Oynadıkları futbol, devre arasında büyük değişikliği işaret ediyor. Kasımpaşa için hala umut var ve bende düşmeyeceğini düşünenlerdenim. Ama bu futbol şansızlıklarını kırmak zorundalar.
Sezonun ilk yarısı altı hafta sonra bitiyor. Zirve mücadelesi yapan takımların kalan maçları şöyle;
Büyütmek için resme tıklayınız
Bursaspor-Trabzonspor
Bursaspor-Kayserispor
Beşiktaş-Bursaspor
Kayserispor-Galatasaray
Galatasaray-Beşiktaş
maçlarının oynanacağı son altı haftada sıralama büyük değişikliklere gebe görünüyor. Fenerbahçe ve Trabzonspor kalan maçlar itibariyle diğer rakiplerinden bir adım önde gibi. Aykut Kocaman'ın ilk yarıyı lider tamamlama hesapları zor görünmüyor. Rakipler birbiriyle oynayacaklar ancak Fenerbahçe önce kendi maçlarını kazanmak zorunda. Şu an takımdaki en ciddi sorun orta sahada. Selçuk ve Emre'nin sakatlığı, Cristian'ın formsuzluğu karşısında umutları taze tutan tek şey Mehmet Topuz'un yükselen form grafiği. Araya bir de Türkiye kupası maçları girdi. Her hafta liderlik, ceza ve sakatlık hesapları yeniden yapılacak bu belli.En az hata yapanın ilkyarıyı lider bitireceği kesin.

6 Kasım 2010 Cumartesi

Unutma, Unutturma


Bugün 6 Kasım. Bu da kasım ayında girdiğim 6. post. Sekiz yıl önce Hıncal abi uyarmıştı ama tost siparişleri çoktan verilmişti. Oysa o gün Kadıköy'de menüde sosisli vardı... Bugünün bir başka ilginç tesadüfü de Eskişehir maçında 6 gol atılması durumunda Fenerbahçe 3000. golüne ulaşacak.

5 Kasım 2010 Cuma

Futbol Ekranı

5 Kasım Cuma
20.00 Kayserispor – G.Birliği LİG TV
21.30 Schalke 04 – St.Pauli TRT 3
6 Kasım Cumartesi
14.00 Çaykur Rizespor – M.İdman Yurdu TRT 1
14.30 Karabük – Bucaspor DIGI
14.45 Tottenham – Bolton PL TV
16.00 MP Antalyaspor – Bursaspor LIG TV
16.30 Mönchengladbach – B.Münich TRT 3
17.00 Sunderland – Stoke City PL TV
17.00 Manchester United – Wolverhampton PL TV
17.00 Ankaragücü – Gaziantepspor DIGI
19.00 Fenerbahçe – Eskişehirspor LİG TV
21.45 Inter – Brescia TV 8
22.00 Rennes – Lyon KANAL A
23.00 Espanyol – Malaga NTVSPOR
7 Kasım Pazar
13.30 Fiorentina – Chievo TV 8
14.00 Giresunspor – Diyarbakırspor TRT 3
14.30 Sivasspor – İBB DIGI
15.30 Arsenal – Newcastle PL TV
16.00 Lazio – Roma TV 8
17.00 Manisaspor – Konyaspor DIGI
18.00 Liverpool – Chelsea PL TV
18.30 Stuttgart – Werder Bremen TRT 3
19.00 Trabzonspor – Galatasaray LİG TV
19.30 Denizlispor – Tavşanlı Linyitspor TRT 1
20.00 Getafe – Barcelona NTVSPOR
22.00 PSG – Marsilya KANAL A
22.00 Real Madrid – A.Madrid NTVSPOR
8 Kasım Pazartesi
20.00 Beşiktaş – Kasımpaşa LİG TV
22.30 Sevilla – Valencia NTVSPOR

3 Kasım 2010 Çarşamba

Nihat & Behlül

Arda yazacaktı, yanlışlıkla Nihat yazmış dediğinizi duyar gibiyim. Hayır efendim konuyu Nihat'a kadar getireceğim birazdan. Bugün ezeli rakiple başladık öyle devam edelim blogta. Hafta sonu oynanan Galatasaray-Medical Park Antalyaspor maçında tribünlerde yukarıdaki manzarayı görünce bunun spor basınına iyi malzeme olacağını düşünmüştüm. Yanılmadığımı da bugünkü spor sayfalarında gördüm. Arda'nın maçı Kıvanç Tatlıtuğ ile izlemesi başkan Adnan Polat'ın pek hoşuna gitmemiş yazılanlara göre. Hatta başkana ilk sobelenmeleri de maçtan bir saat önce Papermoon'da olmuş. Burada Adnan Polat ve yönetici Murat Yalçındağ'a yakalanan Arda'ya Polat "Ne işin var senin burada. Bu saatte takımın yanında olman lazım değil mi?" şeklinde fırça attığını yazıyor basınımız.
Arda'nın Galatasaray'da kaptanlığa getirildiği gün başlayan eziyeti malesef devam ediyor. Bu topraklardan gidene kadar da sürmeye devam edecek kanımca. Habere yorum yapan Galatasaray taraftarlarının hemen hemen hepsi başkanın tavrını destekler görünüyor. Arda'nın Galatasaray'ın kaptanı olduğundan, böyle bir maçtan önce takımının başında olması gerektiğinden, o tribünde Kıvanç Tatlıtuğ'un ne işi olduğundan dem vuruyorlar yorumlarında. İnsan tebessümle okuyor bunları ama okurkende içi cız etmiyorda değil. Ya arkadaş bu çocuk takımını yalnız bırakmamak için sakat sakat oynarken bu hale gelmedi mi? Tribünde izlediği her maçta en fanatiğinizden daha heyecanlı değil miydi? Yanında oturan porno yıldızı mı da o tribünde ne işi var diye soruyorsunuz? Peki hepsini geçtim Arda'nın yanındaki Behlül, Gaziantep maçında şeref tribününde oturan Nihat Doğan'dan daha çok mu rahatsız etti sizi?
Arda'yı linç etmeye devam edin. Nasıl olsa yokluğunda büyük kaptan Sabri Sarıoğlu var. Böyle başa böyle kaptan...

Futbolumuzun Renkleri #1 (Sabri Sarıoğlu)

Herşeyi ile farklıdır Sabri Sarıoğlu.
 Formasıyla da,
 hayran kitlesiyle de.
 Mesaj kaygısı yoktur Sabri'nin.
 Sevinci de farklıdır,
 takımdaki yeri de.
 10 numara oyuncudur, heryerde oynatırsın.
 Karizmatiktir de.
Onun vurduğu topları tutacak kalecileri doğurmadı daha analar....Bitmez.