28 Kasım 2011 Pazartesi

Bir Spor Kulübünü Bitir(e)me(me)k

Temmuz 2011'den beri yaşanan süreci tekrar yazıp can sıkmanın lüzumu yok. Giden sporcular, değişen sponsorlar, maddi zorluklar, başkan ve yöneticilerin durumu hepinizin malumu.
Yukarıdaki tablo ise an itibari ile üç branşta takımlarımızın puan durumundaki yerlerini gösteriyor. Akademi liglerindeki sıralama üzerinde durmayacağım. Alt yapının asıl amacı kupa kazanmak değil zaten. Voleybolda kadın ve erkek takımlarımızın liderliğine, bayan basketbolcularımızda eşlik ediyor. Erkek basketbol takımımızın NBA'den bir kaç aylığına oyuncu transfer etmeme politikası lokavtın kalkmasıyla meyvelerini kısa sürede verecektir. Futbol takımı tüm olumsuzluklara rağmen hala puan farkıyla lider. Sezon sonu federasyon son dakika bir uygulama değişikliğine gitmezse yine şampiyonluğun bir numaralı adayı.
Hal böyle olunca geçen sezon taktığımız beşi bir yerdeden bir tanede bu sene olacak gibi görünüyor. Bu tablo sanırım en çok da başkan içeri girdiğinde ellerini ovuşturanları gıcık ediyordur. Ne diyeyim beter olun...

20 Mayıs 2011 Cuma

Çorbada Tuzumuz Olsun

"Heykeli dikilesi adam" cümlesini lafta bırakmıyor Fenerbahçe taraftarı. Büyük kaptanın heykel projesi için oluşturulmuş http://www.alexlesonsuza.com/ internet sitesi aracılığı ile bu projeye bizlerde katkıda bulunabilir, ismimizi ve Fenerbahçe sevginizi ölümsüzleştirebilirsiniz. Katkıda bulunacak kişilerin isimleri heykelin altında özel olarak yapılacak plakete yazılacak. Heykel için belirlenen tahmini bütçe 35.000 TL. 19 Mayıs tarihi itibariyle toplanan para 16.500 TL. Ayrıntıları internet sitesinden öğrenebilirsiniz. İlerde torunlarınıza gururla gösterebileceğiniz bu fırsatı kaçırmayın derim.

2000'den Günümüze FENERBAHÇE

Yazacaklarım, vereceğim rakamlar aslında bilinmeyen değil ama ısrarla göz ardı edilmek istenen gerçekler. Dünya kulübü olma iddiasındaki Fenerbahçe'yi, Türkiye Kupası ile sıfır çekilen CL sezonu arasına sıkıştırmaya çalışanlara bir nebze de olsa ilham vermesini istediğim gerçekler.
2000-2001 sezonuyla başlayan ve bu sezonla beraber onbir sezona ait beş branştaki derecelerimiz aşağıdaki tabloda. Biraz daha sabredip bu sezonki futbol ve erkek basketboldaki başarıyı bekleyebilirdim ama günlerdir medyadaki lünpenlere pazara kadar oyalanmaları için acele ettim. Tablo budur beyler, bayanlar;

11 sezonda 5 branşta kazanılmış 21 şampiyonluk, 11 ikincilik. Başka bir deyişle 11 yılda oynayabileceğin 55 finalin 32 sini oynamak. Bu durum son 5 sezona bakıldığında rakiplerin sinirini daha da bozacak cinsten. Oynayabileceğin 25 finalin 23'ünü oynamak. Bunlara Denizli ve Trabzon maçlarında kaybedilen şampiyonlukları, 2-0 dan 3-2'ye gelen ve Efes Pilsen'de patlak veren doping skandalıyla kaybedilen erkek basketbol şampiyonluğunu, rakibini yendiği halde yarım puanla kaybedilen erkek voleybol şampiyonluğunu da eklersek manzara Türkiye'nin dörtte üçünün hazımsızlığını çok net açıklıyor.
Bu 11 sezonda kazanılan şampiyonluk ve kupa sayıları ise dört büyükler(!) kavramıyla ters orantılı.

Bu sürede Fenerbahçe'nin kazandığı 21 şampiyonluk ve 40 kupa sayısına en çok yaklaşabilen Beşiktaş'ta durum 3 şampiyonluk ve 9 kupa. Galatasaray'da da durum farklı değil. 3 şampiyonluk 8 kupa. Dördüncü büyük iddiasındaki Trabzonspor'un ise bu sürede kazanabildiği bir şampiyonluk yok. Kazanılmış 4 tane kupası bulunuyor.
Spor kulübü iddiasındaki üç rakibimizin bu süre zarfında futbol dışında kazandığı şampiyonlukların toplamı sadece 1 (2004-2005 sezonu Kadın Basketbol lig şampiyonluğu- BJK).
Birilerinin neden sadece son 11 sezon yada neden bu 5 branş dediğini duyar gibiyim. Malumunuz üzere diğer branşları eklemem aradaki farkı kapatmayacağı gibi aksine atletizm, boks, yüzme, kürek gibi branşlardaki ezici üstünlüğümüz farkın açılmasından başka bir işe yaramayacaktır.
Tüm zamanlar göz önüne alındığında ise bu beş branştaki şampiyonluk sayılarının toplamı Fenerbahçe ve Galatasaray için 36, Beşiktaş için 17 ve Trabzonspor için 6.
Kulüp başarılarının sadece futbola endeksli olduğu ülkemizde, Fenerbahçe'nin amatör branşlardaki geldiği nokta her ne kadar göz ardı edilmeye çalışılsada, rekabeti onların istediği gibi sadece futbol üzerinden değerlendirdiğimizde de son 10 sezonun 4 ünde şampiyon olmuş, son haftada kaçan iki şampiyonluğun içinde olduğu 4 ikincilik almış bir takımı sadece Türkiye Kupasını alamadığı için başarısız göstermeye çalışan ahmaklar, hal böyle olunca 10 senedir mayıs ayının son pazarlarını ya rakip takımları tutarak yada ailecek pikniğe giderek geçirmek zorunda kalıyorlar. Tek tesellileri ise Fenerbahçe'nin son hafta şampiyonluğu kaçırma beklentisi oluyor.

31 Aralık 2010 Cuma

Bir Yıl Böyle Geçti

Bir üçyüzaltmışbeş günü daha deviriyoruz. Son saatlerini geçirdiğimiz 2010 yılında blogta neler olup bitmiş şöyle bir değerlendireyim istedim.
9 Şubat 2010 tarihinde yayıma başladığım blogumda bununla birlikte 194 post, 347 resim ve 1 video paylaşmışım sizinle. Sizlerde 38 yorumunuzu yazmışsınız. 7915 kez görüntülenmiş blog şu ana kadar. En çok google üzerinden aranıp (1748), en çok fenerblog sitesi aracılığı ile (419) bloga ulaşılmış. En çok Türkiye'den girilmiş (6397), bunu Amerika (372) ve Almanya (323) izlemiş. En çok bu postlar okunmuş;
Önce Kim Gider? YARIŞMA 207
Spor Toto Süper Ligi 2010-2011 Formaları 205
Balık Hafızamızı Tazeleyelim 197
Madalyonun Öbür Yüzü 131
Süper Lig Formaları #13 106
Ramazan 2016 105
Buradan İzlemek 417,65 TL, Fenerbahçe Sevgisi Paha Biçilemez 100
Biri Caner'i Durdursun  94 defa
Blogta Süper Ligten 43,Tv Yayınlarından 30, Fenerbahçe'den 25, Formalardan 15, FairPlay Liginden 14, Galatasaray'dan 11 ve Beşiktaş'tan 10 defa bahsetmişiz.
En çok Mart ayında (39) yazıp, Haziran ve Temmuz aylarında kafa tatili yapmışız.
16 blogu blog listeme eklemiş, 31 kişi de blogumu takip etmeye başlamış.
Daha çok yazı ve resim, daha çok mutluluk, daha çok başarıyı burada sizlerle paylaşabileceğim bir yıl olmasını diliyorum. Yazdıklarımı lütfedip okuyan, üşenmeyip yorum yazan, bununla yetinmeyip bloguna beni ekleyen tüm dostlar 2010'dan daha güzel bir yıl diliyorum. Sağlıcakla kalın...

30 Aralık 2010 Perşembe

Çin Malı Klasik

Az sonra yazacaklarımın bir benzerini 16 Kasım 2009 tarihinde eski blogumda da yazmıştım. Dileyen buradan bakabilir. Basketbolda Fenerbahçe Ülker'i arada sırada yendikleri (evet yanlış okumadınız arada sırada yendikleri) her maçtan sonra "Potada Bir Aslan Klasiği" başlığını atmayı bir halt zannediyor Galatasaray Kulübü.
Geçen sezonun 5. haftasında 74-72 yendikleri maçtan sonra da aynı başlığı atmışlar, Cemal Nalga skandalından sonra maç federasyon tarafından 20-0 Fenerbahçe Ülker lehine tescil edilmişti.
Klasik kelimesinin anlamını on senedir Kadıköy'de öğretme çabalarımız demek ki boşunaymış. Klasik, rakibini 10 sene üst üste kendi evinde yenip, onbirinci sene berabere kaldığında rakibin üçlü çekerek sevinmesidir sevgili Galatasaraylılar. Yoksa son 5 sezonda oynadığın onbir maçın sadece üçünü kazanmış olman sana bu başlığı attırıyorsa bunun altında arayacağım tek şey "eziklik"ten başka birşey değildir.
Kimse yazdıklarımı yanlış anlamasın. Dünkü alınan galibiyeti Galatasaray sonuna kadar hak etti. Tebrikte ediyorum. Ama şu gevşekliği de yapmayın Allah aşkına. Kimi kandırıyorsunuz? Amatör şubelerdeki rekabette açık ara önde olan Fenerbahçe'yi, resmi sitenden böyle manşetlerle mi alt etmeye çalışıyorsunuz?
Son beş sezona ait (Federasyonunun resmi sitesinde son beş yılın verileri olduğu için) iki takım arasında oynanmış maçların skorları aşağıda. Bu beş yılda Fenerbahçe adına kazanılmış üç şampiyonluk, bir Cumhurbaşkanlığı kupası ve bir Türkiye kupası var. Klasikçiler sizde ne var?
2010-2011 Sezonu
Galatasaray CC-Fenerbahçe Ülker : 67-56
2009-2010 Sezonu
Galatasaray CC-Fenerbahçe Ülker :   0-20
Fenerbahçe Ülker-Galatasaray CC : 81-77
2008-2009 Sezonu
Galatasaray CC-Fenerbahçe Ülker : 78-62
Fenerbahçe Ülker-Galatasaray CC : 89-62
2007-2008 Sezonu
Galatasaray CC-Fenerbahçe Ülker : 88-77
Fenerbahçe Ülker-Galatasaray CC : 76-72
2006-2007 Sezonu
Fenerbahçe Ülker-Galatasaray CC : 75-64
Galatasaray CC-Fenerbahçe Ülker : 57-91
Fenerbahçe Ülker-Galatsaray CC : 76-70 (Play-Off)
Galatasaray CC-Fenerbaçe Ülker : 64-69 (Play-Off)

* Galatasaray'ın kazandığı maçlar koyu renkle gösterilmiştir.

25 Aralık 2010 Cumartesi

Fenerbahçe Altyapısı

A - 2 TAKIMI
Teknik Sorumlu : Hakan TECİMER
Antrenör : Zeki Murat GÖLE


18 YAŞ ALTI GENÇ TAKIM
Teknik Sorumlu : Bilal ŞAR
Antrenör : Tolga ŞANBAY

17 YAŞ ALTI GENÇ TAKIM
Teknik Sorumlu : Engin KABAŞ
Antrenör : Tolga ŞANBAY

16 YAŞ ALTI GENÇ TAKIM
Teknik Sorumlu : Semih ÖZÜ
Antrenör : Erhan ŞAHİN

15 YAŞ ALTI GENÇ TAKIM
Teknik Sorumlu : Tamer SİVRİKAYA

14 YAŞ ALTI GENÇ TAKIM
Teknik Sorumlu : Barbaros TANKAYA
Antrenör : Zeki GÜRBULAK

24 Aralık 2010 Cuma

Sayılarla İlk Yarı Değerlendirmesi

2010-11 sezonunun ilk yarısı sona erdi. Trabzonspor ilk yarıyı 42 puanla lider tamamladı. 13 galibiyet alan Trabzonspor, 7 galibiyetle kendi evinde en çok galip gelen takım ünvanını Fenerbahçe ile, deplasmanda en çok galip gelen takım ünvanını da 6 galibiyetle Bursaspor ile paylaştı. 17 maçlık süreçte Fenerbahçe deplasmanda 3 maç kazanabilirken, Galatasaray da kendi evinde sadece 3 maçta galip gelebildi.
Toplam 394 golün atıldığı ligin ilk yarısında Fenerbahçe ve Trabzonspor 40'ar golle ligin en golcü iki takımı oldu. Bucaspor ise 17 maçta sadece 9 kez fileleri havalandırabildi.
Atılan 394 golün
* 292'si ayakla,
* 68'i kafayla,
* 11'i kendi kalesine ve
* 23 tanesi penaltıdan atıldı.
31 golle Fenerbahçe ayakla en çok gol atan takım olurken,
Trabzonspor 8 kafa golü atarak en çok kafa golü atan takım oldu.
Penaltıdan en çok gol bulan takım ise 4 golle Beşiktaş oldu.
En çok gol atılan dakika 17 golün atıldığı 87. dakika oldu. Bunu 14 golle 44. dakika, 10 golle 26. dakika izledi.
En çok golün atıldığı hafta 40 golün atıldığı 8. hafta oldu.
Ligin 12. haftasında ise sadece 15 gol atıldı.
Ligin ilk yarısında hakemler toplam 681 sarı kart ve 33 kırmızı kart gösterdiler.
En çok sarı kart gösterilen hafta 48 sarı kartın gösterildiği 4. hafta olurken,
ligin 15. haftasında çıkan sarı kart sayısı 28 de kaldı.
Ligin en kırmızı haftası 7 kırmızı kartın çıktığı 8. hafta olurken,
2,12 ve 13. haftalarda hakemler kırmızı kartlarına başvurmadı.
En çok sarı kart gören takım 48 sarı kartla Medikal Park Antalyaspor olurken,
Gaziantepspor 4 kırmızı kartla en çok kırmızı kart gören takım oldu.

23 Aralık 2010 Perşembe

Büyüklerin En Küçüğü

Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol takımının Dünya Kulüpler Şampiyonu olmasına ezeli rakip Beşiktaş'ın resmi internet sitesinden kutlama geldi. "Uluslararası arenadaki en önemli başarılardan birini yaşatan Fenerbahçe Acıbadem'i ve bu başarıda emeği bulunan herkesi tebrik ederiz." deme büyüklüğünü göstermiş Beşiktaş Kulübü.

Bir başka ezeli rakip Galatasaray ise Trabzonspor Kulübü Başkanlığı'na yeniden seçilen Sadri Şener'i kutlamayı ihmal etmemiş ama Dünya Şampiyon'u olan ezeli rakibi Fenerbahçe'ye bir şey söylemeye dili varmamış anlaşılan. Üç büyükler arasındaki farkı tesbit etmeye çalışan bazı densizlere yol gösterir umarım bu post.

Armanın Gururusunuz

Önce Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde final oynadılar şimdi ise Dünya Kulüpler Şampiyonu oldular. Hem de tüm rakiplerini 3-0 yenerek. Bunun çeyreğini futbolda başardığımızda aylarca konuşmuştuk. Umarım aynı ilgiyi ve takdiri "Sarı Melekler" e de gösteririz. Çok yazıldı çizildi amatör branşlardaki başarılarımız. Görülen o ki doğru işler yapıldığında hedefin en büyüğüne ulaşılıyor. Darısı tabiki de futbol takımımızın ve diğer takımlarımızın başına. Yıllar sonra arşive bakıpta gururlanacağım bir post olacağı için futbol blogumda bu başarıyı atlayamazdım. Binlerce teşekkürler kızlar...

Duracaksan Böyle Dur

"Çok gençtim. Her kulüp peşimdeydi. Ciddi ciddi Beşiktaş'a gidiyordum. Korktum. Heybetinden çekindim. Baba Hakkı'nın olduğu yerde belki elim ayağım birbirine dolanır dedim ve Beşiktaşlı olmaktan vazgeçtim."
"O gün gelmedin ya dert değil, bu gün ta cevahirimizin ortasındasın. Saygına hürmetimiz var! Geçmiş olsun." ÇARŞI

Metin-Ali-Feyyaz'larla, Süleyman Seba'larla imrendiğim Beşiktaş, yıllar sonra gerçek "Beşiktaşlı Duruşu" nu gösterdi. Beşiktaşlılığa yakışmayan şeyler yaptıkça "Beşiktaşlı Duruşu" nu ağızlarına sakız edenlere ders niteliğinde bir geçmiş olsun mesajı yayımlandı Çarşı grubunun internet sitesinde. Ne yazsak eksik kalacak. Emeği geçenlere, böyle düşünebilenlere sonsuz teşekkürler. Nur içinde yat Baba Hakkı, çabuk iyileş Ordinaryus...

Spor Toto Süper Ligi 17.Hafta (Devre Arası)

Sezonu yarıladık. İlk devrenin uzun bir analizini başka bir postta yapmak istiyorum. Şimdilik sadece puan durumundaki yerimize bakıp kaybedilen 18 puanın, yenilen 21 golün muhasebesini yapalım kafamızda...

3 Aralık 2010 Cuma

Bizi Eleyenler Avrupa'da Ne Yapıyor?

Dün gece oynanan maçlarla UEFA Avrupa Ligi'nde gruplarda son viraja girildi. Sezon başında dört takımla başladığımız UEFA maceramız daha play-off maçlarında üç takımımızın elenmesiyle kabusa dönmüştü. Tek temsilcimiz Beşiktaş, dün gece CSKA Sofya'yı Sofya'da 2-1 yenerek bir maç kala gruptan çıkmayı garantiledi. Oynanan maçların özet görüntülerini izlerken canımızı yakan takımların durumlarını merak edip küçük bir araştırma yaptım. Takımlarımızı eleyenler gruplarda ne yaptı şöyle bir bakalım;
Liverpool: Kurada Trabzonspor ile eşleştiğinde isminden dolayı herkes hayal kırıklığına uğramıştı. İngiltere'deki ilk maçı 1-0 kaybedip Liverpool'un futbolunu da görünce tur için umutlanmıştık. Avni Aker'de maçın son dakikalarına 1-0 önce girmemize rağmen son dakikalarda yediğimiz iki golle maçı da turu da kaybetmiştik. Liverpool'da değişen bir şey yok. Ligteki kötü gidişi UEFA ligindede devam ediyor. K grubundan lider olarak çıkmayı garantilemiş olsada bu zayıf grupta 5 maçtan sadece 2 galibiyet çıkarmış olmaları ilerleyen turlarda işlerinin zor olduğunun göstergesi.
Young Boys: Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi hayalini sona erdiren "Genç Oğlanlar" bir sonraki ön elemede Tottenham'ı ilk maçta 3-2 yenmelerine rağmen İngiltere'de 4-0 yenilince UEFA Avrupa Ligi'nin yolunu tuttular. H grubunda son maçlar öncesi Stuttgart ile gruptan çıkmayı garantilediler. Kendi evlerinde hiç bir maçı kaybetmeyen Young Boys Stuttgart'ı da 4-2 yenmeyi başardılar.
PAOK: Fenerbahçe'ye Avrupa defterini kapattıran Yunan takımı D grubunda son maçlar öncesi ikinci sırada. Son maçını üçüncü sıradaki D.Zagreb ile deplasmanda yapacak olan PAOK' a gruptan çıkmak için beraberlik yetiyor. Gruptaki tek mağlubiyetini deplasmanda Villareal'e 1-0 yenilerek alan PAOK, kendi evinde aynı skorla rakibini yenmeyi başardı.
Karpaty Lviv: Play -off maçında Galatasaray ile eşleştiğinde herkes Ukrayna ekibini çantada keklik görüyordu. Haksızda değillerdi. Ülkesinde sadece 5 sezondur Premier Ligte mücadele eden bu mütevazi takımın Avrupa'da esamesi okunmuyordu. Ali Sami Yen'deki ilk maçta 2-0 geriye düştüğü maçı 86. dakikada 2-2' ye getiren Galatasaray için herkes "kötü oynuyor ama en azından tecrübesiyle bu turu geçecektir" yorumları yapıyordu. Ukrayna'da atılacak bir gol turu getirecekti ve bunun için Galatasaray izleyenleri tam 90 dakika bekletecekti. 90. dakikada Aydın'ın golü Galatasaray'a Avrupa Ligi kapılarını ardına kadar açıyordu. Ancak 92. dakikada 10 kişi oynayan rakibinden yediği gol ekran başındaki herkesi şok ediyor, Galatasaray için de Avrupa macerası başlamadan bitiyordu. Galatasaray'ı eledikten sonra J grubunda mücadele eden Karpaty Lviv zor bir gruba düşmüştü. Grupta 5 maç sonunda galibiyet ve beraberlik alamayan Lviv, sadece 3 gol atabildi. Bu 3 golüde B.Dortmund'a 4-3 yenildikleri maçta buldular. Puansız olarak grubun sonunda bulunuyorlar.

Futbol Ekranı

3 Aralık Cuma
20.00 Trabzonspor – Bucaspor LİG TV
21.30 St. Pauli – Kaiserslautern TRT 3
21.45 Lazio – Inter SPORMAX
4 Aralık Cumartesi
14.00 Altay – Boluspor TRT 1
14.00 Manisaspor – G.Antepspor DIGI
16.30 E. Frankfurt – Mainz TRT 3
17.00 A.Gücü – Sivasspor DIGI
17.00 Arsenal – Fulham SPORMAX
19.00 Kasımpaşa – Galatasaray LİG TV
19.00 Levante – A. Madrid NTVSPOR
19.30 Blackpool – Man. United SPORMAX
19.30 Schalke 04 – B.Münih TRT 3
21.00 Osasuna – Barcelona NTVSPOR
21.45 Milan – Brescia TV 8 - SPORMAX
22.00 Montpellier – Lyon KANAL A
23.00 Real Madrid – Valencia NTVSPOR
5 Aralık Pazar
14.00 Beşiktaş – Bursaspor LİG TV
15.30 West Bromwich – Newcastle United SPORMAX
16.00 Fiorentina – Cagliari TV 8
16.00 Konyaspor – Gençlerbirliği DIGI
16.30 Leverkusen – Koln TRT 3
18.00 Sunderland – West Ham SPORMAX
18.00 Nice – Marsilya KANAL A
18.30 Nurnberg – B. Dortmund TRT 3
19.00 Antalyaspor – İstanbul BŞB DIGI
19.00 Fenerbahçe – K.Karabük LİG TV
19.00 Çaykur Rize – Adanaspor TRT 1
20.00 Villarreal – Sevilla NTVSPOR
21.45 Catania – Juventus TV 8 - SPORMAX
22.00 St. Etienne – Bordeaux KANAL A
6 Aralık Pazartesi
20.00 Kayserispor – Eskişehirspor LİG TV
22.00 Liverpool – Aston Villa SPORMAX
22.00 D. La Coruna – Hercules NTVSPOR

1 Aralık 2010 Çarşamba

Taraftar mı? Muhasebeci mi?

Son dönemde Türkiye'deki taraftar sahadaki oyundan keyif almak yerine kulübünün muhasebe defterini tutmaya başladı. Ezeli rakipleri futbol, sportif başarılar kadar artık kulübün bütçesi, borcu, transfere harcadığı paralarla da kızdırır olduk. Durum böyle olunca da Elano'nun Santos kulübüne transferini açıklayan Galatasaray Kulübü, işin muhasebe kısmını da taraftara açıklamış. Tabi kendilerince. Bu oyuncuya transfer edilirken ödenen bonservis bedeli, oyna(ma)dığı süre boyunca ödenen maaşlar, geçen yıl Elona'ya teklif edilen 8 milyon € bonservis, şampiyonlar ligi zararı vs hesaba dahil edilmemiş. Herşey bir tarafa sahada güzel futbol izlemek adına tribünlere gelen taraftar için her geçen gün seçenekler azalıyor Galatasaray'da. Misimoviç'in kadro dışı bırakılması, Elano'nun satılması, devre arasında Kewell'ın gönderilecek söylentisi sadece futboldan keyif almaya çalışanların işini güçleştirecek görünüyor. Sarp, Sabri, Servet, Ayhan ile ikinci devre Telekom Arena'yı doldururum hesabı yapıyorsa birileri, olan o kulübün muhasebe müdürüne olur yine. Yoksa Adnan'ların gidişini görmek için daha çekilecek çile var gibi görünüyor...

Fenerbahçe Koleji

Futbolda klasikleşen bir tabirdir "takımda kolej havasını yakalamak". Bu sezonki Fenerbahçe için bu hava ne kadar yakalandı üzerine tartışılır. Ama yukarıdaki fotoğraf beni lise yıllarıma götürdü. Lisenin ana binasının merdivenlerinde çektirdiğimiz toplu fotoğraflar geldi aklıma. Çalışkan öğrencilerin ön sıralarda, haylaz ve tembel öğrencilerin arka sıralarda durduğu, bazılarının suratının önündeki "kayakafa" yüzünden görünmediği, yıllar sonra baktığında yüzlerce hatırayı anımsatan o fotoğraflara.
Yukarıdaki fotoğrafta herkes efendi gibi poz verirken Uğur okul müdürü rahatlığında eller cepte poz vermiş. Bilica'nın aklı fotoğraf çekilirken bile başka yerde. Stoch'un ceketi 3 sene giysin diye büyük alınmış gibi. Kazım neredeyse takımdan ayrı poz verecek. Okan okula erken yazdırılmış öğrenci tadında.
Neyse lafı çok uzatmayalım, yüzlerdeki bu gülümsemenin sezon sonunda da olmasını dileyerek vedalaşalım. Görüşmek üzere...

30 Kasım 2010 Salı

Balık Hafızamızı Tazeleyelim

Efendim mevzuyu çok dallandırıp budaklandırmayacağım. Cumartesi günü oynanan ve üç yıl sonra Olimpiyat stadında kazandığımız İstanbul BB maçından geriye malesef bazıları için Alex'in faul pozisyonu ve verilmeyen kırmızı kartı dışında birşey kalmamış. Neymiş efendim "Alex atılsa golü atanda olmayacaktı. 10 kişi kalan Fenerbahçe illa İstanbul'a yenilirdi." Halamın bıyıklarından bahsetmeden asıl söylemek istediğime geleyim. Yukarıdaki fotoğraf Kadıköy'deki son derbiden. Dakika 70. Durum 0-0. Sabri'nin üçlü çektirmesine 20 dakika var. Hareketi yapan sarı kırmızılı oyuncunun pozisyon öncesinde bir de sarı kartı var. Sonuç bu harekete sarı kart bile çıkmıyor. Faulü yapan arkadaş bu hafta Nobre'nin sarı kartına itiraz ederek bazılarının "Yılın En Centilmen Oyuncusu" ilan etmeye çalıştığı Neill. Müsadenizle...

Spor Toto Süper Ligi 14.Hafta

Pazar gecesi Facebook'ta "Bucaspor haftayı 3 puanla kapatarak Galatasaray'la arasındaki puan farkını 6'ya indirdi." diye yazdım. O an şaka yapıyordum ama bugün sakin kafayla düşününce bu sezon sonuna kadar Galatasaray için küme düşme lakırdılarını bir süre daha edebileceğimiz kanısındayım. İlk yarının son maçlarını Kasımpaşa, Gençlerbirliği ve Konyaspor gibi düşmeme mücadelesi veren takımlarla oynayacak olan Galatasaray'ın puan kaybetmeyeceğini kim söyleyebilir.
Pazar akşamı oynanan derbi sonrasında ligin üst kısmı bana göre şekillenmiştir. Lig sonuna kadar ilk beşteki takımların mücadelesini izleriz. Yarıştan ilk kopanlar tecrübe eksikliğiyle Kayserispor ve sakatlık sorununu aşamazsa Beşiktaş olur.
Düşme hattının son 10 yılın en çekişmeli halini alacağını da düşünüyorum bu sene. Kasımpaşa yine öne geçtiği bir maçı kazanamadı. Bucaspor haftalar sonra kazandı. Ligin son 5 sırasındaki takımlar dışında kalanlar arasında bir tek Karabük için düşer diyebilirdik sezon öncesi ne varki oynadıkları futbolun karşılığı 7. sıradalar şuan.
Rakiplerinin birbiriyle oynaması Fenerbahçe'nin aradaki puan farkını kapatmasını sağladı. Haftaya Beşiktaş-Bursaspor, bir hafta sonra Gaziantep-Kayseri maçları ilk yarı sonunda Fenerbahçe'nin yerini de belli etmiş olacak. Haftayı 1 golle kapatmış olsada 103 gollü sezondan daha iyi bir istatistiğe sahip Fenerbahçe. Bu hafta gol yememiş olması defans zaafiyetini çözdüğü manasına gelmiyor. En büyük avantajı takımdaki sakatların büyük ölçüde iyileşmiş olması. Son bir tahminde daha bulunup bu haftanın değerlendirmesini bitirmek istiyorum. Fenerbahçe ilk yarıyı Trabzon'un arkasında averajla Bursaspor'un önünde 2. bitirir diyorum.

26 Kasım 2010 Cuma

Futbol Ekranı

26 Kasım Cuma
20:00 Eskişehirspor-Manisaspor / Lig TV
27 Kasım Cumartesi
14:00 Mersin İY-Giresunspor / TRT 1
14:30 Konyaspor-Kasımpaşa / Digi
14:45 Aston Villa-Arsenal / PL TV
16:00 Gaziantepspor-Trabzonspor / Lig TV
16:30 Bayern Münih-E.Frankfurt / TRT 3
17:00 Stoke City-Man City/ Man United-Blackburn / PL TV
17:00 G.Birliği-Sivasspor / Digi
19:00 Zaragoza-Villareal / NTV Spor
19:00 Sampdoria-Milan / Spormax
19:00 İstanbul BŞB-Fenerbahçe / Lig TV
19:30 B.Dortmund-M.Gladbach / TRT 3
21:45 Juventus-Fiorentina / Spormax
28 Kasım Pazar
13:30 Inter-Parma / Spormax
13:30 Karabükspor-A.Gücü / Digi
14:00 Diyarbakırspor-K.Erciyesspor / TRT 1
15:30 Newcastle-Chelsea / PL TV
16:00 Lazio-Catania / TV8
16:30 Werder Bremen-St Pauli / TRT 3
17:00 Bucaspor-Antalyaspor / Digi
18:00 Tottenham-Liverpool / PL TV
18:00 Köln-Wolfsburg / TRT 3
19:00 Galatasaray-Beşiktaş / Lig TV
19:30 Samsunspor-Orduspor / TRT 1
21:45 Palermo-Roma / Spormax
22:00 O.Lyon-PSG / Kanal A
22:00 Valencia-Almeria / NTV Spor
29 Kasım Pazartesi
20:00 Bursaspor-Kayserispor / Lig TV
22:00 Barcelona-Real Madrid / NTV Spor

Maçlarda pazartesi hani :)