11 Şubat 2010 Perşembe

Mikrofonlarımız Hollanda'da

Son zamanlarda Şükrü Saracoğlu'nun zemini hakkında bir sürü şey yazıldı çizildi. Kimisi 'yanından dere geçiyor o yüzden bu halde' dedi. Kimisi 'Sivas'ta kar var oranın zemini bile bu stattan iyi' dedi. İşi, Uefa'nın Avrupa Şampiyonası listesine almayış nedenine kadar getiren de oldu.Tüm bu olup bitenlerden sonra Fenerbahçe Spor Kulübünün stattan sorumlu yöneticisi Ömer Temelli bir basın toplantısıyla medya mensuplarını ve kamuoyunu bilgilendirdi. Toplantıda Ömer Temelli'nin verdiği bilgilerden bazıları hem ilginç hemde bir o kadar düşündürücü geldi bana. İşte o toplantıda söylenenler;
“Çimin üzerinde yazın 70-75 dereceye çıkan sıcaklıklar oluyor ve bu da çimi öldürüyor. Kışın da sahanın büyük bir bölümünde güneş olmuyor. Güneş almaması bu stada özgü bir şey değil. Kapasitesi 40-50 bin ve üzerindeki tüm statlarda bu sorun var. Bu problemi de aşmanın yolu, şu anda sahada gördüğünüz ve Hollanda'dan getirdiğimiz aletler. Bu aletler çimin kökünün uzamasını ve çimin sahada tutunmasını sağlıyor. Tabii bu bir zaman meselesi. Bu aletleri getirdik diye 1-2 haftada sorun çözülmüyor. Bu 1-2, belki de 3 aylık bir süreç. Ama bunun sonunda sahamız dört dörtlük hale gelecek. Şu anda uygulamakta olduğumuz sistemin, şu aletlerin maliyeti 400 bin Euro'dır. Sezon sonunda yapılacak sistem için de bunun üzerine aşağı yukarı 1 milyon Euro'luk bir yatırım olacak.Bu sistem Dünya Kupası'nda ve 42 ayrı statta kullanılmaktadır. Bunların içinde R.Madrid, Barcelona ve Bayern Münih de var. Bu sistemi hızlandırmak için 2 tane de ek getireceğiz. Bu sistem, uydu aracılığıyla Hollanda'dan takip ediliyor. Hollanda'daki merkezden sahanın durumuna göre, 'Aletleri şuraya çekin buraya çekin, şu gübreyi verin' diyorlar ve biz de bunları yapıyoruz. Tamamen Hollanda'ya bağlanmış durumdayız ve diğer 42 statta o merkezden yönetiliyor. İnşallah bundan sonra da bir sıkıntı olmayacak"
Stadın yanından geçen dere ile ilgili sorunun Kadıköy Belediye'si ile çözülmesi, mayıs ayından sonra stadın alttan ısıtmalı hale getirilecek olması, Migros ve Türk Telekom tribünlerine loca ilavesi ve Fenerium üst tribün için yürüyen merdiven projesi stad adına güzel gelişmeler hiç kuşkusuz. Ancak kafama takılan nokta yıllarca tarım ülkesi olmakla övünen ülkemin, çimin nasıl yetiştirileceği konusunda Hollanda'ya tam bağımlılık göstermesi. Temelli'nin dediği gibi “aletleri şuraya çekin, buraya çekin, şu gübreyi verin” talimatlarını Hollanda'dan alacak kadar çim yetiştirme konusunda aciz miyiz? Yoksa her konuda olduğu gibi "avrupalı daha iyisini yapar" önyargısına mı yeniliyoruz. Bu ülkede o stadı doldurabilecek kadar işsiz ziraat mühendisimizden biri de çıkıp “Bu işi Hollandalıya yaptırmanıza gerek yok. Biz de yapabiliriz” der mi acaba?

Hiç yorum yok: