30 Nisan 2010 Cuma

Süper Lig Formaları #10

Gaziantepspor futbol takımının formalarını Diadora tasarlıyor.

Yedek FormaKaleci Formaları İç Saha Formaları

Dış Saha Formaları

Futbol Ekranı

30 Nisan Cuma
22.00 Auxerre – Marsilya (KANAL A)
1 Mayıs Cumartesi
16.00
Ankaragücü – Trabzonspor (LİG TV)
16.30
Bayern Münich – Bochum (TRT 3)
16.30
Schalke – Werder Bremen (TRT HABER)
17.00
Manchester City – Aston Villa (SPORMAX)
19.00
Parma – Roma (NTVSPOR)
20.00
Bursaspor – Kayserispor (SALON 1)
20.00
Fenerbahçe – Eskişehirspor (LİG TV)
20.00
İstanbul Belediye – Galatasaray (SPORMAX)
23.00
Villarreal – Barcelona (NTVSPOR)
2 Mayıs Pazar
15.00
Konyaspor – Giresunspor (D SPOR)
15.30
Liverpool – Chelsea (SPORMAX)
16.00
Catania – Juventus (NTVSPOR)
18.00
Bordeaux – Toulouse (KANAL A)
18.00
Sunderland – Manchester United (SPORMAX)
20.00
Diyarbakırspor – Beşiktaş (LİG TV)
20.00
Real Madrid – Osasuna (NTV)
21.45
Lazio – Inter (NTVSPOR)
22.00
Montpellier – Lyon (KANAL A)

28 Nisan 2010 Çarşamba

Haftanın Rakamı ( 1 )

Fenerbahçe, Kasımpaşa'yı 1 golle devirip 1. sıraya yükselirken, Ali Sami Yen'den 1 puan çıkartan Bursaspor liderin 1 puan gerisinde kaldı. Takipçiler Galatasaray ve Beşiktaş haftayı 1'er puanla geçerken lig sonunda 1. olma şansları mucizelere kaldı. Gol krallığında bu hafta da 1 gol atan Makukula 1. sıradaki yerini korurken haftayı 1 puanla kapatan Denizlispor ligden düştü!

25 Nisan 2010 Pazar

100. Post

Bundan 2,5 ay önce başlayan blog yolculuğum 76. gününde 100. postuna ulaştı. Emin olun daha çok resim, daha çok yazı paylaşmış olmak isterdim. Yine de kendi adıma iyi bir performans sergilediğimi düşünüyorum. 1000. hatta 10000. postlarda burda oluruz inşallah. Okuyan, izleyen, yorum yapan tüm dostlara teşekkürler. İlginizi ve eleştirilerinizi bekliyorum. Görüşmek dileğiyle...

23 Nisan 2010 Cuma

Futbol Ekranı

23 Nisan Cuma
21.30 Bochum – Stuttgart (TRT 3)
24 Nisan Cumartesi
14.45 Man. United – Tottenham (SPORMAX)
16.30 Mönchengladbach – B. Münich (TRT 3)
19.00 Barcelona – Xerez (NTV)
19.00 Beşiktaş – Sivasspor (LİG TV)
19.00 Inter – Atalanta (NTVSPOR)
19.30 Arsenal – Man. City (SPORMAX)
21.00 Zaragoza – Real Madrid (NTVSPOR)
25 Nisan Pazar
14.00 Aston Villa – Birmingham (SPORMAX)
15.00 Kasımpaşa – Fenerbahçe (LİG TV)
16.00 Juventus – Bari (NTVSPOR)
16.30 Hoffenheim – Hamburg (TRT 3)
17.00 Burnley – Liverpool (SPORMAX)
18.00 Chelsea – Stoke City (SPORMAX)
18.30 Freiburg – Wolfsburg (TRT 3)
19.00 Galatasaray – Bursaspor (LİG TV)
21.45 Roma – Sampdoria (NTVSPOR)
26 Nisan Pazartesi
20.00 Eskişehirspor – Trabzonspor (LİG TV)

22 Nisan 2010 Perşembe

12. Adam

"F.Bahçe’nin Şükrü Saracoğlu’ndaki derbilerdeki en büyük etkeni 12. adamı. Futbolcularımız orada yüksek strese giriyor. Hakemler de korkuyor, ödleri patlıyor. Fenerli oyuncular o statta dokunulmazlık mertebesine ulaşıyor! Fenerbahçe seyircisini gerçekten tebrik etmek gerekiyor. Hakemlere öyle güzel bir baskı kuruyorlar ki, dolayısıyla onlar da o baskı altında hata yapabiliyor. Fenerbahçe’nin derbilerdeki başarısının en önemli etkeni, stadı dolduran 12. adamları. Oraya giden futbolcu ne derseniz deyin mutlaka etkileniyor. Taraftar alınan galibiyetlerin büyük bir bölümünde pay sahibi. Bizim oyuncularımız da orada yüksek strese giriyor. Bu negatif etken oluyor. Sonuçta onlar da insan. Hakemler Kadıköy’de korkuyorlar. Ödleri patlıyor. Fenerbahçeli futbolcular o statta dokunulmazlık mertebesine ulaşıyorlar! Çünkü hakemler Fenerbahçe aleyhine karar vermekten çekiniyorlar. Bizim talebimiz, hakemlerin sahaya çıkıp normal kuralları uygulaması. Ama o baskıda bunu yapamıyorlar. İlk maçımızı hatırlayın. Keita bizim en önemli oyuncumuz. Roberto Carlos 7 saniye süren bir faul yaptı. Hakem de hep izledi. Sonra da Keita sinirlenip yumruk attı ve kırmızı kartı gördü. O maçta büyük hayal kırıklığı yaşadık. Bir de ofsayttan gol yedik. Bünyamin Gezer’in orada ödü koptu. Oysa mesleki açıdan korkusu olmaması lazım. Ama öyle korktu ki... Zaten derbilerin anlamı çok başka. Bu maçlar sadece 3 puanlık değil, hatta 6 puanlık bile değil. Daha öte. Bir de psikolojik etkileri oluyor. Psikolojik erozyona uğruyorsunuz. Mustafa Denizli benim çok eski arkadaşım. Son F.Bahçe-Beşiktaş karşılaşmasından sonra “Hakemlik yürek işi” dedi. Hiç konuşmazdı, o da konuştu. Ben de o söze ilave ediyorum: Hakemlerin Kadıköy’de ödleri patlıyor."
Yukarıdaki açıklamalar Galatasaray Başkanı Adnan Polat'a ait. HaberTürk gazetesinden Halil Özer'in özel röportajından. İlk bakıldığında doğru bir tespitmiş gibi geliyor insana. Son 10 yılda Kadıköy'de oynanan tüm Galatasaray maçlarının kazanılması, rakibin bu maçlarda 1'den fazla gol bile atamaması tesbiti akla yatkın hale getiriyor. Bir de buna son 5 yılda Kadıköy'de Beşiktaş'a lig maçlarında hiç yenilmemek (3 galibiyet, 2 beraberlik) eklenince insan Adnan Polat'a hak vermeden edemiyor. Ama madalyonun bir de öbür yüzü var tabiki. Bu derbiler sadece Kadıköy'de oynanmıyor. Rakiplerin sahalarında yapılan karşılaşmalara bir bakalım. Adnan Polat ne kadar haklı görelim. Fenerbahçe'nin son 5 sezonda Ali Sami Yen'de oynadığı maçlar şöyle :
2009-2010 Galatasaray-Fenerbahçe 0-1
2008-2009 Galatasaray-Fenerbahçe 0-0
2007-2008 Galatasaray-Fenerbahçe 1-0
2006-2007 Galatasaray-Fenerbahçe 1-2
2005-2006 Galatasaray-Fenerbahçe 0-1
Rakip sahada, seyirci avantajı olmadan alınmış 3 galibiyet ve 1 beraberlik. Peki desibel hesaplarının yapıldığı İnönü stadında oynanan son 5 lig maçında durum nedir acaba?
2009-2010 Beşiktaş-Fenerbahçe 3-0
2008-2009 Beşiktaş-Fenerbahçe 1-2
2007-2008 Beşiktaş-Fenerbahçe 1-2
2006-2007 Beşiktaş-Fenerbahçe 0-1
2005-2006 Beşiktaş-Fenerbahçe 1-2
İnönü'de son 5 sezonda 4 galibiyet çıkararak Kadıköy'de oynadığı maçlardan daha iyi bir istatistik yakalamış Fenerbahçe. İstatistikleri bir 5 yıl daha geriye götürmek tablonun rengini değiştirmiyor. Anlayacağınız Fenerbahçe kendi sahasında gösterdiği performansın aynısını ezeli rakiplerinin sahasında da göstermiş son yıllarda. Böyle olunca da Adnan Polat'ın seyirci baskısı, stres, hakemleri etki altına almak vb. tezlerinin hepsi havada kalmış oluyor. Yok Fenerbahçe taraftarı aynı şeyi 1000 kişiyle Ali Sami Yen'de, İnönü'de de yapmayı başarıyor derseniz o zaman 12. adama bir teşekkür de ben gönderiyorum.
Uzun lafın kısası, bu kadar istatistiğin özeti; son yıllarda ezeli rakipleriyle yaptıkları ve kaybettikleri her maçtan sonra mağlubiyeti farklı şeylere bağlayan futbolcular, yöneticiler, taraftarlar ne zaman ki çözümü kendi içlerinde aramaya başlayacaklar makuz talihleri o gün değişmeye başlayacak.

20 Nisan 2010 Salı

FairPlay Ligi 30.Hafta

Olmadı Fenerium

Aynı şeyi 2007-08 sezonunda GStore yaptığında da eleştirmiştim. 3-4 hafta sonra anlamını yitirecek, şampiyon olunamazsa bir daha asla giyemeyeceğin bir ürünü 24,95 tl den pazarlamaya kalkmak taraftarı fazlasıyla müşteri yerine koymak oluyor bence. Beşiktaş maçından sonra röportaj veren her futbolcunun üzerinde harika tişörtler varken yaratıcılıktan uzak, kalıcılığı olmayan ürünler piyasaya sürmek bu işin kompedanı Fenerium'a yakışmadı diye düşünüyorum.

Fair Play Ligi Gerçeği

29. haftanın FairPlay Ligi sıralamasını daha önce vermiştik. Ancak PFDK'nın son cezalarıyla tablo yeni şeklini aldı. Böyle olacağını da daha önce yazmıştık. Lig tablosu dikkatli incelendiğinde sıralamayı asıl etkileyen kriterler ne takımların gördüğü kırmızı ne de sarı kartlar olmadığı anlaşılıyor. Alınan hak mahrumiyeti cezaları bu ligin dibindekilerini de liderini de belirlemiş durumda. FairPlay liginin ilk haftalarından beri dibe demirleyen Diyarbakırspor, Ankaragücü ve Fenerbahçe'nin bu durumda olmasına sebep takım oyuncuları değil kulüp yöneticilerinin aldığı cezalardır. Aynı şekilde bugün bu ligte Beşiktaş, Trabzonspor yada Bursaspor lider değilse bunun sebebi de aynıdır. O nedenle bu ligi düzenleyen Türkiye Futbol Federasyonu ve Turkcell yetkililerine naçizane önerim seneye bu yarışa sadece kulüp yöneticilerinin dahil edilmesidir. Oyunun asıl kahramanları olan futbolcuların değil, figüran yöneticilerin belirlediği bir ligte rollerin yeniden dağıtılması belki de kendini bilmez yöneticilerin aklını bir parça yerine getirmiş olur. En azından sms mesajlarında sesli harf kullanmayı yada adaleti sadece kendileri için istememeyi öğrenirler.

Süper Lig Formaları #9

Galatasaray futbol takımının formalarını Adidas tasarlıyor.
Yedek Forma - Kaleci Forması
Kaleci Formaları-2
İç Saha Formaları
Dış Saha Formaları

Turkcell Süper Lig 30.Hafta

19 Nisan 2010 Pazartesi

Fenerbahçe:1 Beşiktaş:0

Bu postta maçın teknik analizini yapmaya niyetliydim ama gün içerisinde internette dolaşan yazılardan sonra Türkiye'de işin futbol kısmını kimsenin de iplemediğini bir kez daha görünce boşa kürek çekmemeye karar verdim. Ve sonra fark ettim ki internette günlük tutmaya başladığımdan beri Fenerbahçe'nin oynadığı her derbi sonrası ben aynı şeyleri yazarken rakip takımın taraftarı olan blog yazarları yada okuyucular aynı ağlak tavırla "hakem" türküsünü söylüyor. Son 10 yılda Kadıköy'de rakibini yenememeyi hakem hatalarına bağlayan Galatasaray'lılardan sonra son 10 maçın 8 ini kaybeden Beşiktaş'ın da aynı yola başvurmaları şaşırtıcı değil elbette. Neden diyecek olursanız süt kardeşlerin aynı durumlara benzer tepkiler vermelerine de ilk defa şahit olmuyoruz. Maçtaki hakem hataları ile ilgili uzun analiz yapan Galatasaraylı arkadaşlar eminim maç berabere bitseydi ortalığı bu kadar da toz dumana katmayacaklardı. Bu lig yıllardır bundan daha vahim daha berbat maçlar ve hakemler gördü. Bilica'nın penaltı atışından önce yaptığını destekleyen bir tane fanatik Fenerbahçeli bile yok. Herkes ağız birliği etmişcesine bu adamın bu takıma yakışmadığını ve gönderilmesi gerektiğini söylüyor. Ancak yanına düşen su bardağından bunalıma giren, Türk filmlerinde dayak yiyen adamlardan daha kötü kendini yere atan Keita hakkında taraftarının böyle bir talebi olduğunu sanmıyorum. Onlar bu oyuncuyu o formaya yakıştırıyor demek ki. Lugano'nun pozisyonunda verilmeyen penaltı için söyleyecek iki cümlem var. Birincisi verilseydi çok fazlada itiraz eden olmayacaktı. İkinci ise topa kayarak gelen oyuncunun elini yere koyduktan sonra topun o yöne gelip eli ile temas etmesini engellemesi yani elini oradan çekmesi çok zordur. Vücudunun tüm ağırlığını o eliyle taşıdığı için. Ceza alanının en kör noktasında olması itibariyle de ne yardımcı ne de orta hakem pozisyonu çok net görememiştir. Maçın 88. ve 90+3. dakikalarında çıkan kırmızı kartların da maçın sonucuna tesir edecek bir yanı yoktu. Maç içerisinde Emre ve Bilica'nın atılmasını bekleyenler İbrahim Kaş ve Toraman'a karşı aynı düşüncedeler mi çok merak ediyorum. Sahadaki her didişmede olan Toraman'ın 90+3 de atılmış olması hakemin ona bir lütfudur. İşin futbol tarafını konuşmamaları daha doğrusu konuşamamaları maçı neredeyse yarım pozisyon ile tamamlamış olan Beşiktaş'tan kaynaklanıyor olmasın. Mutlak kazanmak zorunda olduğun maça 60 dakika defans yapıp sonra kontra bir golle galip gelirim taktiği ile çıkarsan Alex gibi bir adam senin hesaplarını 65. saniyede alt üst eder. Tello ve Bobo dışında kaleye gidebilen oyuncun yokken gol atma umudunu orta sahada kazandığın duran toplara bağlarsan 25 metreden yediğin gole ağlamayacaksın. Hala bu maçla ilgili tartışabilecek birşeyleriniz varsa yatıp kalkıp Güiza'ya dua edeceksiniz. Fenerbahçeli olmanın en büyük lüksü sanırım birini yendiğinizde her ikisinin de üzülüyor olması. Oysa ligin ikinci yarısında Galatasaray ve Beşiktaş'ın kendi aralarında oynadığı maçtaki hakem hatalarını daha önce burada yazmıştık. O zaman her iki kulüp de, medya da bunları tartışmak yerine Fenerbahçe-Bursaspor maçını konuşuyordu. Ama her zaman olduğu gibi işin içine Fenerbahçe girdiğinde kılıçlar daha bir bilenip öyle çıkılıyor meydana. Sonuç olarak ligin ilk 8 haftasını kayıpsız atlatan Fenerbahçe'den daha iyi bir Fenerbahçe son 6 haftadır gol yemiyor ve son 5 haftadır kazanıyor. Ve şampiyonluk umutları taze bir şekilde son 4 haftaya taşınıyor. Tüm dikkatlerin Galatasaray-Bursaspor maçına çevrileceği bu haftada asıl çekişme Yılmaz Vural ve Daum arasında yaşanacak. Bursa'nın olası puan kaybını anlamsızlaştıracak şey Yılmaz Vural'ın takımının Kadıköy'de yaptığını tekrarlaması olacaktır. Ancak Daum'un da Vural'a söyleyecek bir sözü var diye düşünüyorum.
-Muhteşem taraftar bu işin bir tek İnönü'de yapılmadığını dün akşam cümle aleme gösterdi.

Bilezikler Koldadır 3.Çocuk Yoldadır

"Eşim hamile... 3. çocuğum dünyaya gelecek. İstanbul B.B. maçında yine golden sonra böyle bir sevinç gösterisi yapmıştım ama o maçı kaybetmiştik. Ailem de artık daha büyük ve önemli bir maçta gol atıp sevinç sergilemem konusunda baskı yaptı. Ben de bunu gerçekleştirdim" Alex de Souzaİki kız çocuğundan sonra bu yeteneğin gelecek nesillere taşınması konusunda kaygılarım vardı. Ama 3. çocuğun erkek olduğu müjdesini verdi dün Alex. Şimdi rakipler düşünsün. Yirmi yıl sonra yeni, yine, yeniden bir Souza ile uğraşmak zorunda kalabilirler. Bu arada hamilelik Alex'e de yengeye de çok yakışmış.

Hangisi Bilica?

Sahada top yapma becerisi olmayan futbolcular için kullanılan bir benzetmedir "kazma" deyimi. Ancak dün akşam Türk futbol tarihi gerçek bir kazmayı Kadıköy'de izleme şansını buldu. Bilica'nın penaltı atışı öncesi yaptığı işgüzarlık bir anda maçın önüne geçmiş oldu. Yeteneği ve karakteri ile Fenerbahçe'nin oyuncusu olamayacağını penaltı öncesi ve sonrası yaptıklarıyla bir kez daha ispatlamış oldu. Sezon sonunda da muhtemelen gönderilecekler arasına adını yazdırdı. Bu olaya en çok sevinenler de yenilgilerine mazeret arayanlar oldu. Kazanmak için çıktıkları maçta ilk 11'de sadece tek bir hücumcu ile oynamalarını, penaltı pozisyonları dışında kayda değer bir tek pozisyona girememelerini, kalelerinde gördükleri %100 lük gol pozisyonlarını göz ardı edenler yenilgiyi Bilica'nın "kazma"lığına bağlayarak şerefli ikincilik lafları etmeye başladılar. Dün gece Kadıköy'deki mücadeleyi ,kazanma hırsını, muhteşem taraftarı, usta ayakları yok sayanları Allah çarpmasa Alex çarpar diyeceğim ama zaten çarptı. Derbi yazımı sonraya saklıyorum ve Dmrorn'e "öptüm kib bye" mesajımı iletiyorum.

16 Nisan 2010 Cuma

Futbol Ekranı


16 Nisan Cuma
20.00
Bursaspor – Gaziantepspor (LiG TV)
21.30
Köln – Bochum (TRT 3)
21.45
Inter – Juventus (NTVSPOR)
17 Nisan Cumartesi
14.45
Man. City – Man. United (SPORMAX)
17.00
Stoke City – Bolton (SPORMAX)
19.00
Manisaspor – Galatasaray (LİG TV)
19.30
Bayern Münich – Hannover (TRT HABER)
19.30
Tottenham – Chelsea (SPORMAX)
21.00
Espanyol – Barcelona (NTVSPOR)
22.00
Bordeaux – Lyon (KANAL A)
23.00
Villarreal – A.Madrid (NTVSPOR)
18 Nisan Pazar
15.30
Wigan – Arsenal (SPORMAX)
16.00
Sampdoria – Milan (NTVSPOR)
18.00
Lille – Monaco (KANAL A)
18.00
Portsmouth – Aston Villa (SPORMAX)
19.00
Fenerbahçe – Beşiktaş (LİG TV)
19.30
Lazio – Roma (NTVSPOR)
22.00
Real Madrid – Valencia (NTVSPOR)
22.00
St. Etienne – PSG (KANAL A)
19 Nisan Pazartesi
20.00
Trabzonspor – Kasımpaşa (LİG TV)
22.00
Liverpool – West Ham (SPORMAX)

15 Nisan 2010 Perşembe

Süper Lig Formaları #8

Fenerbahçe futbol takımının formalarını Adidas tasarlıyor.
Yedek Forma - Kaleci FormasıKaleci Formaları-2
İç Saha Formaları
Dış Saha Formaları

14 Nisan 2010 Çarşamba

FairPlay Ligi 29.Hafta


Beşiktaş'ın Fair Play liderliği başkan Demirören'in SMS merakı nedeniyle tehlikeye girmiş durumda. Üzerine hafta sonu oynayacakları Fenerbahçe derbisini de eklediğimizde Gençlerbirliği'ne liderlik yolu gözüküyor.

Haftanın Rakamı ( 4 )

Ligde 4 maç berabere biterken, hükmen kazanan Fenerbahçe hariç 4 takım galip gelebildi. Galatasaray 4 gol atıp kazanırken, Antalyaspor-İstanbul Büyükşehir Belediyespor ve Kayserispor-Sivasspor maçlarında 4'er gol oldu. Bursaspor deplasmanda, Beşiktaş ise evindeki 4. beraberliğini elde etti.

12 Nisan 2010 Pazartesi

Pembe! Gönlüm Sende...

Ah bee Caner'im bu memlekette pembe kazak giydiği için kulüp resmi sitesinden kendisine sallanan spor yazarı varken, güzelim Audi A5'i pembe karbonla kaplatmanın açıklaması nedir? Kaptanına bile şarkılı türkülü salladıkları şu zamanda senin içinde bir beste yapar bu tribünler. "Yok arabayı ben kullanmıyorum yengenizin çantasına uysun diye yaptık bir eşşeklik" diyorsan o başka.

Beşiktaş:10 - Fenerbahçe:7

Efendim hafta sonu oynanacak Fenerbahçe-Beşiktaş derbisine daha günler var. Bu arada Fenerbahçe'nin oynayacağı bir de kupa maçı var. Anlayacağınız daha köprünün altından çok su akacak. Ancak bugün itibariyle Beşiktaş'ta 10, Fenerbahçe'de 7 oyuncu antrenmana katılmadı. Beşiktaş'ta sakatlıkları süren Nobre, Rüştü, Ramazan, Tello, Nihat, Tabata, Ekrem, İbrahim Toraman'ın yanı sıra soğuk algınlığına yakalanan Yusuf ve 19 Yaş Altı Milli Takım kampına giden Necip antrenmanda yer almadı. Bu isimlerden Nobre,Ramazan, Nihat,Tabata,Ekrem ve İbrahim Toroman'ın derbide oynamayacağı kesin. Rüştü'nün durumu ise kritik. Fenerbahçe'de ise Alex, Bilica,Semih ve Gökhan Gönül antrenmana çıkmadı. Ali Bilgin ve Cristian bireysel oyuncu antrenörü Dolu Arslan eşliğinde sahada ve salonda, Uğur Boral ise rehabilitasyon merkezinde çalıştı. Derbi ile ilgili şu an itibariyle yapılacak ilk tahmin "sağlık ekibi iyi olan kazanır" dan öteye gitmemekte.

Görünen Köy

-Giriş-
-Gelişme-

-Sonuç-
Söylenecek sözün özetini Mehmet Demirkol söylemiş;
"Her gelen adamı havaalanında Maradona gibi karşılarsanız, onların kendilerini Messi sanmalarını da engelleyemezsiniz. Bir adamı, hem de sıradan bir adamı ‘Ben buraların Messi'siyim’ şokuna sokarsanız, artık şampanyada mı yıkanır, viskiyle yüzünü mü yıkar, brandyle kahvaltı mı eder, ona da karışamazsınız.O yüzden ne olduğu belli, ne vereceği de üç aşağı beş yukarı tahmin edilebilir oyuncuları, 3 gün önce bin kişiyle karşılayıp, 3 gün sonra da ısınırken ıslıklıyorsanız, artık biraz kendinize bakmanızın vakti gelmiş demektir."
Bundan tam iki ay önce blogta Santos ve Jo için aynen şunları yazmıştım;
"Dos Santos son iki sezonda toplam 23 maç yapmış bir oyuncu. Kariyerinde bir sezonda 4 golden fazla atmışlığı yok . Kaldı ki bu takıma forvet oyuncusu olarak da alınmadı. Jo'nun Rusya ligindeki performansı ona Premier ligin kapılarını açmıştı ama son iki sezonda oynadığı 33 maçta sadece 10 gol atıp vasat bir performans gösterdiği için bugün Galatasaray'da. Her iki oyuncunun ligin ikinci yarısında takıma uyum sorunu yaşama, Türkiye'ye alışamama, hatta gol kaçırma lüksleri bile yok gibi görünüyor. Kiralama yoluna gidilerek alınmış olmaları zaten kısa vadeli başarılar için düşünüldüklerinin göstergesi. Takım şampiyon olamazsa tribünlerden ilk tepki görecek isimler de bu oyuncular olacaktır."
Bugün gelinen nokta bazıları için şaşırtıcı ve üzücü olabilir. Ancak Türkiye'de yabancı transferlere, yabancıların da bu ülke futboluna bakış açısı böyle olduğu sürece bu sonuç kaçınılmazdır. Ne geldiği günden beri futbolundan çok gece hayatı ile gündem yapan Jo tek suçludur, ne de onu dün stadta protesto eden taraftar sonuna kadar haklıdır.

9 Nisan 2010 Cuma

Süper Lig Formaları #7

Eskişehirspor futbol takımının formalarını Puma tasarlıyor.
Yedek Forma - Kaleci FormasıKaleci Formaları-2
İç Saha Formaları
Dış Saha Formaları

Futbol Ekranı

9 Nisan Cuma
20.00 Gaziantepspor – Manisaspor (LİG TV)
21.30 Mönchengladbach – Frankfurt (TRT 3)
10 Nisan Cumartesi

14.30 Boluspor – Konyaspor (D SPOR)
19.00
Aston Villa – Chelsea (NTVSPOR)
19.00
Beşiktaş – Trabzonspor (LİG TV)
19.30
B.Leverkusen – B.Münich (TRT HABER)
21.45
Fiorentina – Inter (NTVSPOR)
22.00
PSG – Bordeaux (KANAL A)
23.00
Real Madrid-Barcelona (NTV)
11 Nisan Pazar

13.30 PSV – Feyenoord (FUTBOL SMART)
14.30
Samsunspor – K.Erciyes (D SPOR)
15.00 Gençlerbirliği – Bursaspor (LİG TV)
15.30 Blackburn – Man. United (SPORMAX)
16.00
Milan – Catania (NTVSPOR)
16.30 Bochum – Hamburg (TRT 3)
17.00
Liverpool – Fulham (SPORMAX)
18.00
Lyon – Lille (KANAL A)
18.00
Man. City – Birmingham (SPORMAX)
18.00 Tottenham – Portsmouth (NTVSPOR)
18.30
Nürnberg – Wolfsburg (TRT 3)
19.00
Galatasaray – Diyarbakırspor (LİG TV)
22.00 Marsilya – Nice (KANAL A)
12 Nisan Pazartesi
20.00 Çaykur Rize – Karabük (D SPOR)
20.00 Kayserispor – Sivasspor (LİG TV)

8 Nisan 2010 Perşembe

Böyle bişey yokk...

“Barcelona bana dese ki 'Arda’yla Messi’yi takas edelim' ben şahsen kabul etmem hatta 'Üzerine ne kadar para veriyorsunuz?’ derim. Çünkü ben Arda’yı Messi’yle kesinlikle kıyaslamam.” Hıncal ULUÇ
Adama bu lafları işkenceyle söyletemezsin ama dilin kemiği yok söylüyor işte. Üç deyince gülüyoruz o zaman. Ağzımızla değil tabiki....Üç

7 Nisan 2010 Çarşamba

6 Nisan 2010 Salı

Tekmeye Kafa

Gözü kara futbolcular için kullanılan tabirdir "tekmeye kafa uzatmak" lafı. Emre bir sezon boyunca oynadığı futbolu bu fotoğrafla özetlemiş sanki. Fenerbahçe hala lig yarışında en iddialı olan takımsa bunda en çok Emre'nin katkısı vardır diye düşünüyorum. Katkısı, attığı yada attırdığı goller değil sahada gösterdiği yenilgiyi kabul etmeyen ruh halidir. Kısa süreli sakatlıklarla kesintiye uğrasada sezonun tamamında müthiş bir performans sergileyen Emre, "kariyerinin sonuna geldi, artık bitti" diyenleri de utandırmış oldu. Fenerbahçe'ye geldiği günden beri doğuştan hangi takımı tuttuğu konusunda yapılan spekülasyonlar, derbide gol atıp gerçek Fenerbahçeli olma isteği gibi malum medyamızın bayıldığı haberleri bir tarafa bırakırsak maçta tekmeye böyle kafa uzatabilen bir oyuncunun hangi takımı tuttuğunu sorgulamak yada gerçek Fenerbahçeli olmasını beklemek abesle iştigalden öte bir tutum olmayacaktır. Emre böyle oynasın içine Galatasaray forması giysin ben razıyım.