19 Nisan 2010 Pazartesi

Fenerbahçe:1 Beşiktaş:0

Bu postta maçın teknik analizini yapmaya niyetliydim ama gün içerisinde internette dolaşan yazılardan sonra Türkiye'de işin futbol kısmını kimsenin de iplemediğini bir kez daha görünce boşa kürek çekmemeye karar verdim. Ve sonra fark ettim ki internette günlük tutmaya başladığımdan beri Fenerbahçe'nin oynadığı her derbi sonrası ben aynı şeyleri yazarken rakip takımın taraftarı olan blog yazarları yada okuyucular aynı ağlak tavırla "hakem" türküsünü söylüyor. Son 10 yılda Kadıköy'de rakibini yenememeyi hakem hatalarına bağlayan Galatasaray'lılardan sonra son 10 maçın 8 ini kaybeden Beşiktaş'ın da aynı yola başvurmaları şaşırtıcı değil elbette. Neden diyecek olursanız süt kardeşlerin aynı durumlara benzer tepkiler vermelerine de ilk defa şahit olmuyoruz. Maçtaki hakem hataları ile ilgili uzun analiz yapan Galatasaraylı arkadaşlar eminim maç berabere bitseydi ortalığı bu kadar da toz dumana katmayacaklardı. Bu lig yıllardır bundan daha vahim daha berbat maçlar ve hakemler gördü. Bilica'nın penaltı atışından önce yaptığını destekleyen bir tane fanatik Fenerbahçeli bile yok. Herkes ağız birliği etmişcesine bu adamın bu takıma yakışmadığını ve gönderilmesi gerektiğini söylüyor. Ancak yanına düşen su bardağından bunalıma giren, Türk filmlerinde dayak yiyen adamlardan daha kötü kendini yere atan Keita hakkında taraftarının böyle bir talebi olduğunu sanmıyorum. Onlar bu oyuncuyu o formaya yakıştırıyor demek ki. Lugano'nun pozisyonunda verilmeyen penaltı için söyleyecek iki cümlem var. Birincisi verilseydi çok fazlada itiraz eden olmayacaktı. İkinci ise topa kayarak gelen oyuncunun elini yere koyduktan sonra topun o yöne gelip eli ile temas etmesini engellemesi yani elini oradan çekmesi çok zordur. Vücudunun tüm ağırlığını o eliyle taşıdığı için. Ceza alanının en kör noktasında olması itibariyle de ne yardımcı ne de orta hakem pozisyonu çok net görememiştir. Maçın 88. ve 90+3. dakikalarında çıkan kırmızı kartların da maçın sonucuna tesir edecek bir yanı yoktu. Maç içerisinde Emre ve Bilica'nın atılmasını bekleyenler İbrahim Kaş ve Toraman'a karşı aynı düşüncedeler mi çok merak ediyorum. Sahadaki her didişmede olan Toraman'ın 90+3 de atılmış olması hakemin ona bir lütfudur. İşin futbol tarafını konuşmamaları daha doğrusu konuşamamaları maçı neredeyse yarım pozisyon ile tamamlamış olan Beşiktaş'tan kaynaklanıyor olmasın. Mutlak kazanmak zorunda olduğun maça 60 dakika defans yapıp sonra kontra bir golle galip gelirim taktiği ile çıkarsan Alex gibi bir adam senin hesaplarını 65. saniyede alt üst eder. Tello ve Bobo dışında kaleye gidebilen oyuncun yokken gol atma umudunu orta sahada kazandığın duran toplara bağlarsan 25 metreden yediğin gole ağlamayacaksın. Hala bu maçla ilgili tartışabilecek birşeyleriniz varsa yatıp kalkıp Güiza'ya dua edeceksiniz. Fenerbahçeli olmanın en büyük lüksü sanırım birini yendiğinizde her ikisinin de üzülüyor olması. Oysa ligin ikinci yarısında Galatasaray ve Beşiktaş'ın kendi aralarında oynadığı maçtaki hakem hatalarını daha önce burada yazmıştık. O zaman her iki kulüp de, medya da bunları tartışmak yerine Fenerbahçe-Bursaspor maçını konuşuyordu. Ama her zaman olduğu gibi işin içine Fenerbahçe girdiğinde kılıçlar daha bir bilenip öyle çıkılıyor meydana. Sonuç olarak ligin ilk 8 haftasını kayıpsız atlatan Fenerbahçe'den daha iyi bir Fenerbahçe son 6 haftadır gol yemiyor ve son 5 haftadır kazanıyor. Ve şampiyonluk umutları taze bir şekilde son 4 haftaya taşınıyor. Tüm dikkatlerin Galatasaray-Bursaspor maçına çevrileceği bu haftada asıl çekişme Yılmaz Vural ve Daum arasında yaşanacak. Bursa'nın olası puan kaybını anlamsızlaştıracak şey Yılmaz Vural'ın takımının Kadıköy'de yaptığını tekrarlaması olacaktır. Ancak Daum'un da Vural'a söyleyecek bir sözü var diye düşünüyorum.
-Muhteşem taraftar bu işin bir tek İnönü'de yapılmadığını dün akşam cümle aleme gösterdi.

1 yorum:

hakang dedi ki...

Kızmamalıyız gs ve bjk li arkadaşlara. Büyüklüğümüz bu bizim. kimi yenersek yenelim hepsi birden ağlıyor. Hele gs lılar daha fazla ağlıyor. demekki ne kadar inanmışlar bizim mağlubiyetimize.