22 Nisan 2010 Perşembe

12. Adam

"F.Bahçe’nin Şükrü Saracoğlu’ndaki derbilerdeki en büyük etkeni 12. adamı. Futbolcularımız orada yüksek strese giriyor. Hakemler de korkuyor, ödleri patlıyor. Fenerli oyuncular o statta dokunulmazlık mertebesine ulaşıyor! Fenerbahçe seyircisini gerçekten tebrik etmek gerekiyor. Hakemlere öyle güzel bir baskı kuruyorlar ki, dolayısıyla onlar da o baskı altında hata yapabiliyor. Fenerbahçe’nin derbilerdeki başarısının en önemli etkeni, stadı dolduran 12. adamları. Oraya giden futbolcu ne derseniz deyin mutlaka etkileniyor. Taraftar alınan galibiyetlerin büyük bir bölümünde pay sahibi. Bizim oyuncularımız da orada yüksek strese giriyor. Bu negatif etken oluyor. Sonuçta onlar da insan. Hakemler Kadıköy’de korkuyorlar. Ödleri patlıyor. Fenerbahçeli futbolcular o statta dokunulmazlık mertebesine ulaşıyorlar! Çünkü hakemler Fenerbahçe aleyhine karar vermekten çekiniyorlar. Bizim talebimiz, hakemlerin sahaya çıkıp normal kuralları uygulaması. Ama o baskıda bunu yapamıyorlar. İlk maçımızı hatırlayın. Keita bizim en önemli oyuncumuz. Roberto Carlos 7 saniye süren bir faul yaptı. Hakem de hep izledi. Sonra da Keita sinirlenip yumruk attı ve kırmızı kartı gördü. O maçta büyük hayal kırıklığı yaşadık. Bir de ofsayttan gol yedik. Bünyamin Gezer’in orada ödü koptu. Oysa mesleki açıdan korkusu olmaması lazım. Ama öyle korktu ki... Zaten derbilerin anlamı çok başka. Bu maçlar sadece 3 puanlık değil, hatta 6 puanlık bile değil. Daha öte. Bir de psikolojik etkileri oluyor. Psikolojik erozyona uğruyorsunuz. Mustafa Denizli benim çok eski arkadaşım. Son F.Bahçe-Beşiktaş karşılaşmasından sonra “Hakemlik yürek işi” dedi. Hiç konuşmazdı, o da konuştu. Ben de o söze ilave ediyorum: Hakemlerin Kadıköy’de ödleri patlıyor."
Yukarıdaki açıklamalar Galatasaray Başkanı Adnan Polat'a ait. HaberTürk gazetesinden Halil Özer'in özel röportajından. İlk bakıldığında doğru bir tespitmiş gibi geliyor insana. Son 10 yılda Kadıköy'de oynanan tüm Galatasaray maçlarının kazanılması, rakibin bu maçlarda 1'den fazla gol bile atamaması tesbiti akla yatkın hale getiriyor. Bir de buna son 5 yılda Kadıköy'de Beşiktaş'a lig maçlarında hiç yenilmemek (3 galibiyet, 2 beraberlik) eklenince insan Adnan Polat'a hak vermeden edemiyor. Ama madalyonun bir de öbür yüzü var tabiki. Bu derbiler sadece Kadıköy'de oynanmıyor. Rakiplerin sahalarında yapılan karşılaşmalara bir bakalım. Adnan Polat ne kadar haklı görelim. Fenerbahçe'nin son 5 sezonda Ali Sami Yen'de oynadığı maçlar şöyle :
2009-2010 Galatasaray-Fenerbahçe 0-1
2008-2009 Galatasaray-Fenerbahçe 0-0
2007-2008 Galatasaray-Fenerbahçe 1-0
2006-2007 Galatasaray-Fenerbahçe 1-2
2005-2006 Galatasaray-Fenerbahçe 0-1
Rakip sahada, seyirci avantajı olmadan alınmış 3 galibiyet ve 1 beraberlik. Peki desibel hesaplarının yapıldığı İnönü stadında oynanan son 5 lig maçında durum nedir acaba?
2009-2010 Beşiktaş-Fenerbahçe 3-0
2008-2009 Beşiktaş-Fenerbahçe 1-2
2007-2008 Beşiktaş-Fenerbahçe 1-2
2006-2007 Beşiktaş-Fenerbahçe 0-1
2005-2006 Beşiktaş-Fenerbahçe 1-2
İnönü'de son 5 sezonda 4 galibiyet çıkararak Kadıköy'de oynadığı maçlardan daha iyi bir istatistik yakalamış Fenerbahçe. İstatistikleri bir 5 yıl daha geriye götürmek tablonun rengini değiştirmiyor. Anlayacağınız Fenerbahçe kendi sahasında gösterdiği performansın aynısını ezeli rakiplerinin sahasında da göstermiş son yıllarda. Böyle olunca da Adnan Polat'ın seyirci baskısı, stres, hakemleri etki altına almak vb. tezlerinin hepsi havada kalmış oluyor. Yok Fenerbahçe taraftarı aynı şeyi 1000 kişiyle Ali Sami Yen'de, İnönü'de de yapmayı başarıyor derseniz o zaman 12. adama bir teşekkür de ben gönderiyorum.
Uzun lafın kısası, bu kadar istatistiğin özeti; son yıllarda ezeli rakipleriyle yaptıkları ve kaybettikleri her maçtan sonra mağlubiyeti farklı şeylere bağlayan futbolcular, yöneticiler, taraftarlar ne zaman ki çözümü kendi içlerinde aramaya başlayacaklar makuz talihleri o gün değişmeye başlayacak.

Hiç yorum yok: