8 Mart 2010 Pazartesi

Çifte Standart

Ülke futbolunda hakem hatalarından canı en az yanan kulüpler üç büyükler olsada en çok sesi çıkan yine bu üç kulüp olmuştur. Dün gece Şükrü Saracoğlu tribülerindeki seyirciler son haftalardaki hakem hatalarını protesto etmek için kırmızı kartlarını çıkardılar. Tepkinin böylesini sonuna kadar destekliyorum. Küfürsüz ve suç unsuru barındırmayan her tepkiyi desteklediğim gibi. Ancak unutulmaması gereken nokta "adaleti kendin için değil herkes için isteyebilmek" Elbette hakem hatalarıyla puan kaybı yaşanmıştır ama aynı hatalarla puan da kazanılmıştır. Kime ne kadar haksızlık edildiğini ortaya çıkaracak bir terazi yok elimizde. O yüzden herhangi bir takım üzerinde konuşmak havanda su dövmekten öteye gitmeyecektir. Ancak son iki haftada verilmiş öyle kararlar var ki inanılır gibi değil. Benzer pozisyonlarda verilmiş farklı kararlar taraftarın kurumlar ve kişilere olan güvenini derinden sarsmakta. Çok basit iki örnek vermek gerekirse;
Geçen hafta oynanan İBB-Fenerbahçe maçında Deniz Barış'ın ilk yarının sonlarına doğru attığı gol Santos'un "aktif alan" da olması gerekçesiyle iptal edildi. Bu hafta aynı golü Gençlerbirliği Trabzonspor maçında attığında hakem santrayı gösteriyordu.
Yine geçen hafta oynanan İBB-Fenerbahçe maçında Güiza'nın düşürülmesi "son adam" olarak değerlendirilmemiş kırmızı kart yerine sarı kart uygulanmıştı. Bu hafta Gaziantep - Ankaragücü maçında Gaziantepli oyuncunun düşürülmesi Güiza'nın pozisyonu kadar bariz olmamasına rağmen "son adam" olarak değerlendirilip kırmızı kart çıkartıldı.
İkili mücadelelerde verilen kararlarda hakem yorumunu kabul edebilirim ancak oyuncuların bulunduğu pozisyonlarla ilgili (son adam, ofsayt vs) verilen kararlarda hakem dörtlüsü iki haftada birbirinden tam anlamıyla farklı kararlar veriyorsa bu duruma MHK'nin müdehale etmesi gerekir diye düşünüyorum. Kimsenin düdüğünün derdinde de değilim. Hata yapan futbolcu, yönetici, taraftar bu ülkede futbol oynamayı, kulüp yönetmeyi, maça gelmeyi bırakmıyorsa hakemlerden de bariz bile olsa hata yaptıklarında düdüklerini asmalarını beklemek en basitinden acımasızlık olur. Ancak kurumların kamu vicdanını rahatlatmasını bekliyorum. Yapılan hatanın medya önünde telaffuz edilmesi bile tepkileri büyük ölçüde azaltacaktır.

Hiç yorum yok: